Türkiye Barolar Birliği Dergisi 146.Sayı
278 Strasbourg Kararlarındaki Karabataklar:(Toplumsal) Cinsiyet Stereotipleri meye başlanmıştır. Kısacası, bir kurgusal gerçeklik örneği olan cinsiyet stereotipleri, zamanla nesnel gerçekliğin önüne geçmeye başlamış ve 27 aynı zamanda sonuç ların neden; neden lerin sonuç haline geldiği bir kı- sır döngüye girilmiştir! Bu döngüyü kırmanın, diğer deyişle değişimi sağlamanın tek yolu ise öncelikle stereotiplerin hızlıca yok olmasını sağlamaya çalışmaktan değil, bu eşitliğin sağlanmasında adeta birer engel haline gelen ste- reotipleri bir kenara bırakarak toplumsal rollerin dağılımı açısından cinsiyetler arasında eşitliği sağlamaktan geçmektedir. Böylece cinsiyet stereotiplerinin yapay oldukları bilinci ile bunlara uygun hareket edil- memeye başlanmasıyla zaman içerisinde toplumsal statü ve rollerde eşitliğe yaklaşılabilecek ve bu noktadan sonra ilk etapta toplumsal rol- lerden türeyen stereotipler kendiliğinden değişim göstermeye ve yok olmaya başlayacaktır. Bu kapsamda özellikle hukuk düzeni açısından atılması gereken en doğru adım, ayrımcılık yasağının ihlal edilmesin- de en önemli gerekçeleri oluşturan bu stereotiplerin hukuki düzenle- meler ya da farklı muamelelerin birer gerekçesi olarak kullanılmasına son verildiği bir yargısal sisteme sahip olmaktır. Cinsiyet stereotiplerinin temeline ilişkin argümanı ortaya koy- duktan sonra, çevremizde hatta çoğu toplumda neredeyse herkesin, kökenlerini milattan öncesinde bulabileceğimiz, zamana karşı direnç gösteren bu cinsiyet stereotiplerine ilişkin bir düşünceye sahip oldu- ğunu ve bu düşüncelerin de genellikle birbirlerine paralel olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Örneğin; kadın denildiğinde akıllara zayıf, hassas, şefkatli, narin, duygusal, cana yakın, bağımlı, irrasyonel, korunan ve ev işi, çocuk bakımı gibi kavramlar; erkek denildiğinde ise akıllara güçlü, dirençli, duygusuz, bağımsız, kaba, rasyonel, koru- yan ve aile reisi gibi kavramlar gelmektedir. Bu stereotipler birbirle- rine zıt bir görünüm sergilemekte olup, nicelik olarak yakın olsa da 27 Harari’ye göre; insanlar zaman içerisinde farklı ihtiyaçlar doğrultusunda doğada var olmayan (para, devlet gibi) gerçeklikler yaratırlar. Kendi yaratıları olan bu kurgusal gerçekliklerin bazıları zaman içerisinde o denli güçlü bir hale gelir ki nesnel gerçekliğin önüne geçerler . Kurgusal gerçeklik kavramına ilişkin olarak bkz. Yuval Noah Harari, TED Konuşması. h ttps://en.tiny.ted.com/talks/yuval_noah_harari_what_explains_the_rise_of_hu- mans. (Erişim Tarihi:25.10.2018). B uradan hareketle, (toplumsal) cinsiyet stereotiplerini zamanla nesnel gerçekliğin önüne geçen kurgusal gerçekliklere benzetmek mümkündür.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1