Türkiye Barolar Birliği Dergisi 146.Sayı

27 TBB Dergisi 2020 (146) Tolga YILDIRIM Her ne kadar Demirbaş cezaevlerinin boşaltılması isteğini affın amaçları arasında saysa da 66 , böyle bir amacın meşruiyetini mercek altına almak gerekir. Zira cezaevlerinin dolu olması nedeniyle dev- letin cezalandırma yetkisinden vazgeçmesi, toplumda ceza adaleti- nin doğruluğu ve işlerliğine olan inancı zedeleyecek 67 ve nihayetinde devlet kavramının sorgulanmasına yol açacaktır. 68 Af için gerçek bir zorunluluk olmadığı halde, sırf siyasi rant elde etmek için cezaevle- rini boşaltma gibi hukuksal ve insanî temeli olmayan fikirlerden ha- reketle affa sarılmak, hem toplumsal barışa katkı sağlamayacak hem de toplumda adalete olan güveni sarsacaktır. 69 Dolayısıyla toplumsal ve ekonomik şartlar düzeltilmeden, cezaevlerinin dolmasına yol açan nedenler hesaba katılmadan, doluluğundan şikâyet edilen cezaevle- rini boşaltmanın bir yolu olarak affa başvurmak, son derece sağlıksız bir yaklaşımdır. 70 Genel olarak affı meşrulaştıran sebeplere çeşitli eleştiriler getiril- mekle birlikte, af yetkisine yöneltilen bu eleştiriler aslında yetkinin kötüye kullanılmasından kaynaklanan sakıncalara dayanmaktadır. İyi şekilde kullanıldığı ve aşırıya kaçılmadığı takdirde bu yetkinin çeşitli hukuki ve sosyal faydalarından kuşku duymamak gerektiği doktrinde dile getirilmektedir. 71 sayılı Kanun’un 107/2’nci maddesini kıyasladığımızda yeni düzenlemeyle koşul- lu salıverme sürelerinin arttırıldığını görmekteyiz. İki düzenlemenin karşılaştır- ması için bkz. Demirbaş, s. 663-664. Her ne kadar 5237 sayılı Kanun’un 7/3’üncü maddesi gereği, koşullu salıvermeye ilişkin hükümler hariç olmak üzere, infaz rejimine ilişkin hükümler derhal uygulanacaksa da, koşullu salıvermeye ilişkin şartların 5275 sayılı Kanunla ağırlaştırılmasının cezaevi popülasyonuna olum- suz etkide bulunduğu mülahaza edilebilir. Bu mülahazaya 5237 sayılı Kanun’la getirilen ve cezaların içtimaı sonucunu doğuran hükümler (Ör.: 267/4 ve 272/5 md.ler nedeniyle md. 109’dan da ceza verilmesi veya md. 43/3 kapsamında bazı suçlarda zincirleme suç hükümlerinin uygulanamaması) sebebiyle mahkum popülasyonunun artmış olabileceği hususu da eklenebilir. 66 Demirbaş, s. 685. 67 Maffei/Betsos, yukarıda zikredilen çalışmalarında ceza adaleti sistemine kamusal güven açısından asıl zararlı etkiyi 2006’da çıkarılan yasanın verdiği sonucuna var- mışlardır. Maffei, Betsos, p. 478- 479. 68 Kuzu, s. 255. 69 Yalçın Sancar, s. 8. 70 Yalçın Sancar, s. 39. 71 Toroslu, s. 457.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1