Türkiye Barolar Birliği Dergisi 146.Sayı
282 Strasbourg Kararlarındaki Karabataklar:(Toplumsal) Cinsiyet Stereotipleri denli gerçek ve olağan kabul edilmeye başlanmıştır ki bu cinsiyet stere- otiplerinin varlıkları dahi (bir sonraki başlık altında yer alan mahkeme kararlarında da görüleceği üzere) tespit edilemez hale gelmiştir. Elbette toplumlarda bu denli yaygın olan stereotiplerin hukuki düzenlemeler söz konusu olduğunda etkilerini yitirdikleri düşünüle- meyecektir. Genel olarak hukuki düzenlemelere bakıldığında, söz ko- nusu kalıp yargıların çoğunun tarih boyunca değişmeyerek geliştiği ve modern anlamda hukuk alanında korunması muhtaç kadın imajını ortaya çıkardığı görülmekte ve mevcut cinsiyet stereotiplerinin ayrım- cılık yasağının ihlalini oluşturacak nitelikte uygulamalara temel oluş- turduğu bilinmektedir. Hem ulusal hem uluslararası alanda hukuki düzenlemelerin mevcut stereotiplere paralel olarak kadının erkekten farklı, özellikle erkekten daha zayıf, güçsüz ve duygusal bir doğaya sahip, hatta bu nedenlerle korunması gereken bir cins olduğunu kabul etmekte olduğu ve özellikle kadınlara yönelik farklı uygulamalara ola- nak tanıdığı görülmektedir. Hukuk sistemlerinde cinsiyetler açısından açıkça ayrımcılık içeren düzenlemeler çoğunlukla yürürlükten kaldı- rılmış olsa da özellikle kadınları koruma/destekleme kisvesi altında cinsiyet stereotipleri üzerinde yükselen, birçok düzenleme yürürlükte bulunmaktadır. Uygulamaya bakıldığında ise gerek salt bu düzenle- melerden kaynaklanan gerekse yargılama süreçlerinde bilinçli ya da (çoğunlukla) bilinçsiz olarak bilinçaltımıza yerleşmiş cinsiyet stereo- tipleri nedeniyle cinsiyet temelli ayrımcı muamelelerin varlıklarını ko- rumakta olduğu görülmektedir. Bu kapsamda yukarıda özellikleri, kaynağı ve en önemlisi neden olduğu zararların açıklanmış olduğu, toplumsal cinsiyet eşitliğinin önünde en büyük engellerden birini oluşturan, toplumsal hayat içeri- sinde kadın ve erkeğe ilişkin geleneksel rolleri pekiştirmeye ve meşru- laştırmaya hizmet eden, cinsiyetler arasında hiyerarşiye ve ayrımcılık yasağının ihlaline neden olan cinsiyet stereotipleri üzerine kurulu söz konusu hukuki düzenlemelerin ve mevcut pratiklerin değiştirilmesi gerektiği açıktır. Ancak bunun aksine, bir devlet cinsiyet stereotipleri- nin yok edilmesi yönünde gereken tedbirleri almıyor, bunlar üzerinde yükselen bir hukuk düzeni oluşturuyor ve bu doğrultuda yürüttüğü politika ya da faaliyetlerde bu kalıp yargıları temel alarak hareket edi- yorsa, cinsiyet stereotiplerini olağan göstermekle kalmayarak, bunların sonucunda oluşan duruma hukuki bir meşruiyet kazandırıyor demek-
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1