Türkiye Barolar Birliği Dergisi 146.Sayı
293 TBB Dergisi 2020 (146) Nazlı Hilal DEMİR görülmektedir. 49 Bu davaya ilişkin Büyük Daire kararı ise 2012 yılında açıklanmış olup, söz konusu davada başvurucu, Romanlar hakkında yazılmış kitabın bazı bölümlerinde ve sözlüklerde yer alan tanımlarda hakaret edici ve ayrımcılık içeren ifadeler kullanıldığını ileri sürerek, buna ilişkin ulusal mahkemelerin tazminat taleplerini reddetmesinin Romanlar hakkındaki önyargıları desteklediğini iddia etmektedir. Mahkeme bu iddia üzerine öncelikle, bir gruba karşı var olan stereo- tiplerin belirli ağırlığa ulaştığında, bu gruba mensup üyeler üzerinde ciddi sonuçlar doğurmak suretiyle kişilerin özsaygı ve öz güvenlerini; diğer deyişle özel hayatlarını etkilediğini ve bu nedenle Sözleşme’nin 8. maddesinin uygulanabilir olduğunu belirtmektedir. Bu konuda Mahkeme’nin yapmış olduğu tespit isabetli olup, stereotiplerin birey- ler açısından kendi kaderlerini tayin etmeleri konusunda, birbirlerin- den çok sayıda farklı yönleri bulunan bireyleri aynı çatı altına topla- mak suretiyle onlara engeller oluşturduğu, bu durumunda özel hayata müdahale teşkil ettiği bir gerçektir. Bu doğrultuda, Mahkeme’nin ilk defa açıkça bu durumun özel hayatın korunması kapsamında bir hak ihlali oluşturacağını ortaya koyduğu söylenebilecektir. Ancak karar- da 14. maddenin incelenmesine ilişkin satırlar tüm bu olumlu hava- yı değiştirecek niteliktedir. Şöyle ki Mahkeme, başvurucunun bahse konu ifadelerin ayrımcı nitelik taşıdığını ispatlayamamış olduğunu ve ayrımcı bir muamelenin yokluğu nedeniyle başvurunun 14. mad- de kapsamında incelenemeyeceğini belirtmektedir. Başka bir deyişle, Mahkeme başvuruyu hatalı bir şekilde, ayrımcılık yasağı altında de- ğerlendirmeyerek, etnik kimliğin özel hayatın bir parçasını oluştur- duğunu belirtmek suretiyle yalnızca Sözleşme’nin 8. maddesi kapsa- mında incelenmesi gerektiğini ileri sürmektedir. Oysaki stereotiplerin varlığının ayrımcılık yasağı altında değerlendirme yapılmasını gerek- tirmekte olduğu açıktır. 50 Yukarıda ele alınan üç karar ışığında, Mahkeme’nin özellikle 2010 yılı itibarıyla stereotip kavramına yönelik bir farkındalığının oluştuğu- 49 Aksu - Türkiye, BN: 4149/04; 41029/04, (2010) Yargıç Tulkens, Yargıç Tsotsoria ve Yargıç Pardalos’un karşı oyu. Burada stereotipler, grupların farklılıklarına odak- lanan kalıp yargılar olarak açıklanmış ve en önemlisi bunların ayrımcı uygulama- lara temel teşkil ettiklerinden bahisle zararlı olduklarına dikkat çekilmiştir. 50 Başvurunun 14. madde kapsamında incelenmesi halinde, 8. madde ile bağlantılı olarak 14. madde kapsamında hak ihlali tespit edileceği yönünde bkz. Aksu - Tür- kiye, BN: 4149/04; 41029/04, (2012) Yargıç Gyulumyan karşı oyu.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1