Türkiye Barolar Birliği Dergisi 146.Sayı
300 Strasbourg Kararlarındaki Karabataklar:(Toplumsal) Cinsiyet Stereotipleri Yaşanan tüm bu süreçler sonucunda, başvurucu Sözleşme’nin 14. maddesinin 8. madde ile beraber ihlal edildiği iddiasıyla Mahkeme’ye başvurmakta ve Mahkeme’nin önüne gelen bu başvuruya ilişkin ola- rak öncelikle, Portekiz temyiz mahkemesinin geçmiş yıllarda incele- miş olduğu aynı konuya sahip iki farklı davayı ele almakta olduğu görülmektedir. Buna göre, temyiz mahkemesi 2008 ve 2014 yıllarında, gerçekleşen tıbbi hatalar neticesinde 59 ve 55 yaşlarında olan mağ- durların cinsel hayatlarının olumsuz yönde etkilenmiş olduğu iki ayrı davaya ilişkin karar vermiş bulunmaktadır. Bu davaların, başvuru- cunun davasından ayrıldığı en önemli nokta ise mağdurların ikisinin de erkek olmasıdır. Bu kapsamda temyiz mahkemesinin bu davalara ilişkin vermiş olduğu kararın en çarpıcı yeri ise tam olarak burada baş- lamaktadır. Portekiz temyiz mahkemesi bu davalara yönelik olarak, erkek mağdurların cinsel hayatlarının olumsuz şekilde etkilenmesi- nin; özgüvenlerini aşırı derecede zedeleyecek, yıkıcı ve ciddi zihinsel travmalara neden olacak sonuçlar doğuracağını vurgulamaktadır. Bu nedenle, mahkemenin bu davalarda mağdurlara oldukça yüksek taz- minat miktarları ödenmesine karar vermekte olduğu görülmektedir. Bununla beraber, temyiz mahkemesinin kararlarında mağdur erkek- lerin çocuklarının olup olmadığı üzerinde durulmaksızın; yaşları öne sürülerek, bu yaştan sonra aile ve sosyal hayatlarının ciddi şekilde değişeceği ve hiçbir zaman eskisi gibi yaşayamayacak olmaları nede- niyle ağır fiziksel ve psikolojik acılar çektiklerine yönelik satırlar ol- dukça dikkat çekicidir. Temyiz mahkemesinin bu üç kararı bir arada düşünüldüğünde, 50 yaşındaki kadının cinsel hayatının sona ermesi oldukça önemsiz görülürken, 55 ve 59 yaşlarındaki erkek mağdurların cinselliklerinin etkilenmesinin son derece acı verici ve kabul edilemez olarak değerlendirildiğini söylemek mümkün olmaktadır. Aynı yönde tespitlerde bulunan Mahkeme bu iki davayı örnek gösterdikten sonra, temyiz mahkemesinin başvurucuya yönelik ver- miş olduğu kararda ileri sürdüğü argümanlarını kadınların cinselliği- nin çocuk doğurma amacı ile sınırlı olduğunu kabul eden geleneksel görüşe dayandırdığını ve kadın cinselliğine ilişkin genel yargılardan yola çıkarak, başvurucunun kendisi hakkında özel bir değerlendirme yapmadığını tespit etmektedir. Bununla beraber, temyiz mahkemesi- nin başvurucunun çocuklarının büyük olması nedeniyle, yalnızca ko- casının bakımını üstleneceği yönündeki açıklamasının yine klasik bir
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1