Türkiye Barolar Birliği Dergisi 146.Sayı

306 Strasbourg Kararlarındaki Karabataklar:(Toplumsal) Cinsiyet Stereotipleri Bu doğrultuda, yukarıda ele alınmış olan son iki karardan yola çı- karak, Mahkeme’nin başvuruya konu müdahalelerin kadınlara yöne- lik bir pozitif ayrımcılık içerdiği durumlarda Sözleşme kapsamında bir hak ihlali oluşmadığını tespit ettiğini söylemek mümkün olmaktadır. Budurumun, yalnızca taraf devletlerin ceza politikalarına yönelik geniş takdir marjı bulunduğundan bahisle ortaya çıkmadığı; Mahkeme’nin aynı yönde ekonomik ve sosyal haklar bağlamında taraf devletlerin geniş takdir marjı bulunduğunu ortaya koyarak, farklı muamelelerin hak ihlali teşkil etmediğine yönelik kararlar verdiği de bilinmektedir. Örneğin, Mahkeme’nin, 2006 tarihinde vermiş olduğu Stec ve Diğerleri - Birleşik Krallık ile Barrow - Birleşik Krallık kararları 58 bu duruma örnek teşkil etmektedir. Bu başvurularda, kadınlar ile erkekler için emeklilik yaşlarının farklı belirlenmiş olmasının cinsiyete dayalı ayrımcılık teş- kil ettiği iddia edilmekte olmasına karşılık, Mahkeme’nin bu konuda taraf devletlerin ekonomik ve sosyal haklarla bağlantılı olarak geniş takdir marjına sahip olduğunu belirterek Sözleşme’nin 14. maddesinin ihlal edilmediği yönünde hüküm kurduğu görülmektedir. Elbette bu konuya ilişkin olarak Mahkeme’nin vermiş olduğu her kararı bu çalışma kapsamında ayrı ayrı incelemek mümkün olmamak- tadır. Ancak Mahkeme’nin bu konulara ilişkin vermiş olduğu kararlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde, kadınlara yönelik açıkça ayrım- cılık içeren davalarda Mahkeme’nin 2012 yılından sonra çoğunlukla cinsiyet stereotipleri kavramına başvurarak, bunların farklı muamele- lerin haklı gerekçelerini oluşturamayacağını ve Sözleşme kapsamında hak ihlali anlamına geldikleri yönünde tespitlerde bulunduğu görül- mektedir. Buna karşılık, yine cinsiyet stereotipleri ve bunlardan doğan önyargılardan kaynaklanan ve biyolojik farklılıkları nedeniyle korun- maya muhtaç olan (!) kadınlara yönelik pozitif ayrımcılık adı altında (özellikle ceza politikaları ile sosyal ve ekonomik haklarla bağlantılı düzenlemeler söz konusu olduğunda) uygulanan farklı muameleler karşısında Mahkeme’nin cinsiyet stereotiplerinin ortadan kaldırıl- masına yönelik mücadelesini tamamıyla unuttuğu ve bu başvurulara ilişkin olarak Sözleşme kapsamında hak ihlali tespit etmediği sonucu ortaya çıkmaktadır. Mahkeme’nin bu tutumunun ne denli doğru oldu- 58 Barrow - Birleşik Krallık, BN:42735/02 (2006); Stec ve Diğerleri - Birleşik Krallık, BN: 65731/01;65900/01 (2006).

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1