Türkiye Barolar Birliği Dergisi 146.Sayı
308 Strasbourg Kararlarındaki Karabataklar:(Toplumsal) Cinsiyet Stereotipleri dürülmesidir. Toplumlarda tarih boyunca kök salmış bu düşüncele- ri yalnızca hukuk eliyle düzeltilebilmesi de mümkün olmayıp, eşza- manlı olarak diğer alanlarda da buna ilişkin politikaların yürütülmesi gerekmektedir. Ancak yine de hukukun, özellikle mahkemelerin bu konuda oynadığı önemli rol azımsanmamalıdır. Bu doğrultuda mah- kemelerden, ayrımcılığın temel nedenleri arasında bulunan cinsiyet stereotiplerine yönelik olarak, hastalığın semptomlarını ortadan kal- dırmaya çalışmak yerine, bu hastalığı tedavi edecek müdahaleler yap- ması beklenmektedir 61 . Bu kapsamda ilk olarak, toplumsal rollerden doğan ve bu çalışma- da kurgusal bir gerçeklik olarak nitelendirilen cinsiyet stereotiplerinin zamanla güçlenerek, adeta nesnel gerçekliğin önüne geçmeye başladı- ğına ve toplumsal roller ile iş bölümündeki mevcut eşitsizliğin nedeni haline geldiğine, kısaca kısır bir döngüye girildiğine ilişkin tespiti ha- tırlatmak gerekmektedir. Bu döngüyü kırmanın tek yolu, öncelikle ste- reotiplerin hızlıca yok olmasını sağlamaya çalışmaktan değil; eşitliğe ulaşılmasında adeta birer engel haline gelen stereotiplerin bir kenara itilerek toplumsal rollerin dağılımında cinsiyetler arasında bir eşitlik durumu yaratmaktan geçmektedir. Cinsiyet stereotiplerinin yapay oldukları bilinci ile bunlara uygun davranılmamaya başlanmasıyla birlikte, zaman içerisinde toplumsal statü ve rollerde eşitliğe yaklaşı- labilecek ve bu noktadan sonra ilk etapta toplumsal rollerden türeyen stereotipler kendiliğinden değişim göstermeye ve ardından yok olma- ya başlayacaktır. Bu hedefe ulaşma yolunda hukuk alanında atılması gereken en doğru adım ise ayrımcılık yasağının ihlal edilmesinde en önemli gerekçeleri oluşturan bu stereotiplerin, hukuki düzenlemeler ya da farklı muamelelerin birer gerekçesi olarak kullanılmasına gerek ulusal gerekse uluslararası düzeyde son verilmesidir. Bu doğrultuda, uzun yıllardır insan haklarının korunmasına iliş- kin en etkili güvence mekanizması olarak kabul edilen Strasbourg Mahkemesi’ne yönelik beklentiler artarak devam etmektedir. Stras- bourg Mahkemesi’nin vermiş olduğu kararlarda, cinsiyet eşitliğinin Sözleşme’nin temel ilkelerinden biri ve Avrupa Konseyi’ne üye devlet- 61 Mahkemenin hastalığı değil, bu hastalığın semptomlarını ortadan kaldırmaya yö- nelik bir yol izlediğine ilişkin olarak bkz. Rebecca Cook/Simone Cusack, Gender Stereotyping: Transnational Legal Perspectives, University of Pennsylvania Press, Pennsylvania 2010, s.3-40.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1