Türkiye Barolar Birliği Dergisi 146.Sayı

95 TBB Dergisi 2020 (146) Osman Korkut KANADOĞLU me de Alman Federal Barosunca çıkarılan Meslek Kuralları’nın 1. ve 10. maddeleri içinde yer alan nesnellik kuralının ihlal edildiğine hük- metmiştir. 1. Madde, avukatın kendisine teslim edilen çıkarları nesnel biçimde savunması gerektiğini; 10. Madde ise nesnel davranış gereği- nin tüm makamlara karşı geçerli olduğunu belirtmektedir. Alman Anayasa Mahkemesi kararında iki önemli tespitte bulun- muştur. İlki, Baronun Meslek Kurallarının, avukatlık mesleğinin ic- rasına yapılan sınırlandırma için yeterli hukuksal temeli oluşturma- masıdır. Mahkemeye göre meslek özgürlüğünün yasaya dayalı olarak düzenlenmesi gereği iki nedene dayanmaktadır. Biri, meslek özgürlü- ğü temel hakkının en yüksek hukuksal değer olan insanın kişiliğini ve kişinin kendisini geliştirdiği iş bölümüne dayalı endüstri toplumunun çok önemli bir alanını korumuş olmasıdır. Diğeri ise bu özgürlüğün kullanılmasıyla kamusal çıkarların uyumlaştırılmasında hangi kamu- sal çıkar karşısında bireyin özgürlüğünün ne ölçüde geri çekileceğine karar vermenin yasama organının sorumluluk alanına girecek olma- sıdır. Buna karşılık Federal Avukatlık Kanunu, bu konuda baroların düzenleme yapmasına dair açık bir hüküm içermemektedir. Kanun’un 177. maddesi avukatlık mesleğinin icrasına ilişkin sorunlara ilişkin genel görüşünün ne olduğunu, avukatlığın hukuksal statüsüne iliş- kin bir yönetmelik (kılavuz) içinde belirleme yetkisini Federal Baroya vermektedir. Ancak Anayasa Mahkemesi’ne göre; yasama organının mesleki yükümlülüklerin kurala bağlanmasında doğrudan bir ilişki kurmaksızın, baronun salt mesleki statüye ilişkin görüşleri, temel hak sınırlaması için meşru bir dayanak oluşturmayacaktır. İkinci tespit ise şöyle özetlenebilir; Yargının bağımsız organı ve hak arayanın vekili olarak avukatın görevi, adil bir karar verilmesine katkı yapmak, mahkemeyi –ve savcılığı- yanlış bir karara karşı korumak, bu hukuka aykırı müdahaleye ya da devletin güç aşımına karşı vekilini korumaktır. Ancak bu görevin yerine getirilmesi avukata –ve hâkime- davanın taraflarının kişiliklerinin saldırıya uğradığını hissetmelerine izin vermez. “Nesnellik kuralının ihlal edilebilmesi için davanın bir tarafının veya yargılama sürecinin fırsat vermediği cezalandırılabilir bir hakaretin olması, gerçek olmayan olguların bilinçli olarak yayılma- sı ya da bu şekilde aşağılayıcı ifadelerin söz konusu olması gerekir.” 55 55 BVerfGE 76, 171.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1