Türkiye Barolar Birliği Dergisi 146.Sayı

96 Barolar ve Avukatların Meslek Özgürlükleri Sonuç olarak Alman Anayasa Mahkemesi, avukatın sözlerini bu nite- likte görmemiştir. Bir başka avukatın yaptığı anayasa şikayetinde Alman Anaya- sa Mahkemesi verdiği kararda, ilgili mahkeme kararıyla bir bağlantı içinde olan, karara karşı maddi itirazları içeren ve böylece keskin de olsa kararın eleştirilmesine hizmet eden bir suçlamanın hakaret olarak kabul edilemez olduğuna hükmetmiştir. 56 Nitekim bir avukatın yargı- lama esnasındaki “hâkimin yazıları doğru okuyamadığı”, “mahkeme kararına Adalet Bakanlığının tepelerinden gelen müdahalelerin oldu- ğuna dair şüphelerin varlığına” yönelik ifadeleri bu özellikleri yanın- da kişinin aşağılanması ve değersizleştirilmesinin ön planda olmadığı gerekçesiyle hakaret olarak görülmemiştir. 57 Avukatların mesleklerine ilişkin, özellikle de davalara ve yargıçla- ra ilişkin söylemleri nedeniyle yargılanmasına ilişkin bir başvuru olan Morice v. Fransa davası, AİHM içtihadında bu konudaki en önemli örneklerden biridir. Bir hâkimin öldürülmesi davasında ölen kişinin eşi ve çocuklarını temsil eden Morice, daha sonra davadan çekilen iki hâkimin keşif ve tanığın yeniden dinlenmesi istemlerine ilişkin tu- tumuyla ilgili olarak Le Monde’a bir röportaj vermiştir Hâkimlerin şikâyeti üzerine Morice hakkında hakaret ve iftiraya dayanarak ceza davası açılmış ve bu dava sonucunda Morice para cezasına mahkûm edilmiştir. İlk aşamada başvuruyu reddeden Daire kararına karşı Genel Kurul, bir maddi vakaya ilişkin ifadeler ile değerlendirme içeren ifa- deler arasındaki ayrımı dikkate alarak, bu değerlendirmelerin doğ- ruluğunun test edilmesi güç olsa da “gerçekliğe ilişkin bir temele” dayanıp dayanmadığına göre değerlendirme yapılacağını belirtmiş- tir. Bu tür bir temelin bulunmaması halinde bu ifade, ifade özgürlü- ğü sınırını aşabilecektir. Olayda AİHM, başvuru konusu ifadelerin bir temeli olduğuna karar vermiştir. Öte yandan Mahkeme, yürüt- tükleri kamusal faaliyet nedeniyle hâkimlere karşı kullanılan ifade- lerin diğer kişilere göre daha geniş bir eleştiri sınırı içinde olduğunu kabul etmektedir. 56 Beschluss vom 20. Mai 1999 (1 BvR 1294/96). 57 AGH Saarland, 12.08.2002 – AGH 2/02.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1