Türkiye Barolar Birliği Dergisi 147.Sayı

104 Vergi Yargılaması Hukukunda Tanık Beyanı AİHM, Pentti Antton Kallio’nun başvuruyla ilgili değerlendirme- sinde, Lehtinen davasında benimsediği ölçütleri aynen ifade etmiştir. AİHM yaptığı değerlendirmede, idare mahkemesinin görevinin dava konusunu hem hukuk, hem de maddi unsurlar yönünden incelemesi gerektiğinin altını çizmiş, bu koşullar altında, başvurucunun ve tanık olarak gösterdiği kişilerin sözlü beyanlarına başvurmaksızın, dosya içeriğine dayanarak böyle bir inceleme yapmanın objektif olarak müm- kün olmadığını vurgulayarak, 120 Sözleşme Madde 6/I hükmünün ihlal edildiğine hükmetmiştir. 121 Bu üç karar ışığında, AİHM’nin vergi davalarında tanık dinlen- mesinde, mevzuatta tanık dinletme hakkının tanınması çerçevesinde maddi hukuktan kaynaklı bir ayrıma gittiğini söyleyebiliriz. AİHM ta- nık delilinin sunduğu olanaklara göre bir değerlendirme yapmakta ve somut olayı, açıklığa kavuşturulması gereken somut vakalar esasında, tanık delilinin bu yönden objektif elverişliliği içinde nitelendirmekte- dir. Bu çerçevede, uzlaşmazlık konusu vakaların değerlendirilmesinde tanık deliline başvurulması gereken hallerde ulusal yargının bu delile başvurmaktan kaçınmasını, adil yargılanma hakkının ihlali olarak ka- bul etmektedir. SONUÇ Vergi yargılaması hukukunun kamu düzeninin sağlanması açı- sından, vergiyi doğuran olay ile başlayan vergilendirme işleminden, vergi yargılamasına kadar olan tüm süreçte delil sisteminin sağlamlığı büyük önem taşımaktadır. VUK’a, 30.12.1980 tarih ve 2365 sayılı Ka- nun ile getirilen değişiklik gerek vergi hukukuna yorum ve ispat ile kalemlerinin işlenmediği gerekçesiyle, ek vergi tarh ettirilmiştir. İdare mahke- mesinde açılan davada Kallio, ilgili gelir kalemleri yönünden vergi mükellefinin kendi şirketi olmadığını, alt yüklenicisi olunan firmalarla ilişkilerinin hatalı nite- lendirildiğini, ek tarhiyat işlemine dayanak oluşturan müfettiş raporunun gerçeği yansıtmadığını ileri sürmüş ve bu nedenle, düzenlenen faturalar ve şirketin alt yüklenicilik işleri yönünden konumu hakkında tanık ifadelerine başvurulmasını isteyerek duruşma talep etmiştir. İdare mahkemesi inceleme aşamasında alınan yazılı ifadelerin yeterli kanıt oluşturduğu gerekçesiyle yargılamanın duruşmalı olarak yapılmasının açıkça gerekli görülmediğine karar vererek duruşma talebini reddetmiştir. 120 AİHM, Kallio – Finlandiya Kararı 50. paragraf 121 AİHM, Kallio – Finlandiya Kararı 51. paragraf

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1