Türkiye Barolar Birliği Dergisi 147.Sayı
119 TBB Dergisi 2020 (147) Süha TANRIVER mazlıklarını da kapsar şekilde genişletilmesi yönünde bir eğilimin fikrî bazda yavaş yavaş belirmeye başladığı gözlemlenmektedir. Dava şartı arabuluculuğun, uygulanma alanının genişletilmesi, genel bir dava şartı haline getirilmesine çalışılması, sağlıklı ve doğ- ru bir yaklaşım biçimi oluşturmaz. İstisnaî bir nitelik taşıyan iş uyuş- mazlıkları ve ticarî uyuşmazlıkların yanına, tüketici ve özellikle aile hukuku uyuşmazlıkları da ilâve edilecek olursa, uygulamada, yaygın uyuşmazlık tiplerinin, bunlardan birisi şeklinde somutlaşacağı dikka- te alındığında, özel bir dava şartı konumunda bulunan arabuluculuk, adeta genel bir dava şartı haline getirilmiş olur ve bu durum, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda yer alan genel dava şartlarının (HMK m. 114) arasına, yeni bir dava şartının da eklenmesi sonucunu doğurur. Öte yandan, bir husus, belirli bir hukukî uyuşmazlık tipi bağla- mında, bir dava şartı haline getirilecek ise, dava şartı olarak öngörü- len durum ile hukukî uyuşmazlık arasında, hukukî ve mantıkî bir bağ ya da bağlantının kurulmuş olması, bir zorunluluğun varlığı gerekir. Örneğin, daha önce, bir hukukî uyuşmazlık hakkında, kesin hüküm mevcutsa, o hukukî uyuşmazlık, yeniden, mahkeme önüne, dava yo- luyla getirilemez. Getirilecek olursa, dava, esastan görülüp yeniden karara bağlanamaz; derhal usulden reddedilmek gerekir (HMK m. 114, I, i; m. 115, II). Bu durum, hukukî ve mantıkî bir temeli bulunan, aynı fîilden ötürü, kişi ancak bir kez yargılanabilir ve hakkında da, an- cak bir kez hüküm verilebilir kuralının, doğal bir sonucudur. Yapmış olduğumuz bu tespit, genel bir dava şartı konumunda bulunan der- destlik bakımından da, aynen geçerlilik taşır (HMK m. 114, I, ı). İş ve ticarî uyuşmazlıklarla sınırlı olarak yaratılmış bulunan özel dava şar- tıyla bu uyuşmazlık tipleri arasında, işaret ettiğimiz anlamda hukukî ve mantıkî bir zorunluluk ya da bir bağ veya ilişki kurmak, mümkün değildir. 3 hakem heyetlerinde hem de doğrudan tüketici mahkemelerinde açılıp görülmesi gereken davalarda, işlerlik kazanması gerektiği yönündeki bir çözümlemenin, bir an için varit olduğu kabul edilecek olsa bile, hukuk sistemimiz içerisinde, tüketici hakem heyetlerinin zorunlu bir tahkim organı olarak işlev üstlenmiş bulunma- sı sebebiyle tüketici hakem heyetlerinde görülecek davalar bağlamında, zorunlu tahkim işlerlik kazanacağından dava şartı arabuluculuk kurumu yine devre dışı kalacaktır (HUAK m. 18/A, XVIII). 3 Bu konuda bkz.: Ekmekçi/Özekes/Atalı/Seven, s.153-154.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1