Türkiye Barolar Birliği Dergisi 147.Sayı
123 TBB Dergisi 2020 (147) Süha TANRIVER edilmesini sağlamak amacıyla, alacaklı, koşulları oluşmuşsa, itirazın kaldırılması (İİK m. 68) ya da itirazın iptali davası (İİK m. 67) yoluna başvurabilir. İtirazın kaldırılması, ilamsız icra prosedürü içerisinde, borçlunun borçlu olup olmadığının tespitine yönelik, takip hukuku- na özgü bir süreç niteliği taşıyıp, dava olmadığı için, bu bağlamda, öncelikle arabulucuya başvuru zorunluluğu ortaya çıkmaz. 9 İtirazın iptali davası ise, alelâde bir alacak davası değildir; davayı karakteri- ze eden ana ögeler, borçlunun, itirazının iptaline ve takibin devamına karar verilmesiyle icra inkâr tazminatına çarptırılmasıdır (İİK m. 67). Bu boyutları itibariyle sözü edilen dava, takip prosedürünün bütünü içinde yer alan, esas itibariyle onun ayrılmaz bir parçasını oluşturan ve takibin işleyişini sağlamaya yönelmiş bulunan bir dava konumunda bulunduğu için, dava şartı arabuluculuk kurumunun kapsamı dışında kalır. 10 Hatta itirazın iptali davasının, hukukî niteliği itibariyle, sadece, borçlunun, itirazının iptali ve takibin devamına karar verilmesiyle icra inkâr tazminatına çarptırılmasını hedefleyen bir tespit davası olduğu yönündeki düşünce kabul edilecek olursa, dava zaten bir alacak dava- sı olma kimliğinden tümüyle soyutlanacağı için, yapılmış bulunan bu çözümlemeye, daha kolaylıkla ulaşılabilir. 11 9 Aynı yönde bkz.: Koçyiğit/Bulur, s.67. 10 Aynı yönde bkz.: Ekmekçi/Özekes/Atalı/Seven, s.196-197; EM Yardım, Ticari Uyuşmazlıklarda Zorunlu Arabuluculuğa Başvuru, (Ticarî Uyuşmazlıklarda Zo- runlu Arabuluculuk, Ankara 2019, s.89-110), s.103. Aksi yönde bkz.: Nesibe Kurt Konca, Ticari Uyuşmazlıklarda Dava Şartı (Zorunlu) Arabuluculuk, (SETA Pers- pektif., 2018/225, s.1-6), s.5; Yakıcı, s.90; Koçyiğit/Bulur, s.67; A. Paslı, Ticari İşlet- me ve Ticaret Şirketleri Bakımından Zorunlu Arabuluculuğun Değerlendirilmesi: Türk Ticaret Kanunu 5/A maddesinin yorumlanması, (Ticarî Uyuşmazlıklarda Zorunlu Arabuluculuk, Ankara 2019, s.13-25), s.22; Çiçek, s.91. 11 İcra-İflâs Kanunu’nun 72. maddesinde öngörülmüş olan ve icra takibine etki- leri de gözetilmek suretiyle ikili bir ayrıma tabi tutulmuş bulunan menfi tespit davaları, bir alacak ya da tazminatı konu almadıkları yani, parasal bir edime mahkûmiyeti içeren eda davası niteliği taşımadıkları için, dava şartı arabulucu- luğun uygulanma alanı dışında kalırlar (Aynı yönde bkz.: Ekmekçi/Özekes/Ata- lı/Seven, s.190-191; Paslı, s.19-20; Aksi yönde bkz.: Koçyiğit/Bulur, s.67-68). Öte yandan, yapılacak olan ya da yürüyen icra takibine etkileri de gözetilerek, hak- kında İcra ve İflâs Kanunu’nda özel hükümler sevk edilmiş olan menfi tespit da- vaları, alacaklı açısından yaklaşılarak eda davalarıyla ilişkilendirilmek suretiyle, dava şartı arabuluculuk kurumunun kapsamına da dâhil edilemez. Ayrıca, cebrî icra tehdidinin varlığı nedeniyle, takipten önce açılacak olan menfi tespit davası bağlamında, borçluyu, arabuluculuğa müracaata zorlamak, arabuluculuğa baş- vuru, cebrî icraya işlerlik kazandırmayı engellemeyeceği için, aleyhinde cereyan edecek olan takibin, biran önce başlatılmasına sebebiyet verecek ve takipten önce menfi tespit davası açılması olanağını tümüyle ortadan kaldıracaktır. Başlangıçta
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1