Türkiye Barolar Birliği Dergisi 147.Sayı

128 Dava Şartı Arabuluculuk Üzerine Bazı Düşünceler arabuluculuk süreci içerisinde, taraflara eşit mesafede bulunması ve eşit davranması mümkün değildir. Taraflara eşit mesafede bulunma ve eşit davranma, arabulucunun tarafsızlığının temini ve ona duyulan güvenin korunması ve dolayısıyla anlaşmayı hedefleyen dürüst, sami- mi, özgür ve rahat bir müzakere ortamının yaratılabilmesinin ön şartı- dır. Arabuluculuk sürecinin işleyişi sırasında, arabulucunun getireceği somut çözüm önerisi, taraflardan birinin diğerine nazaran daha lehine ise, beşerî ilişkilerde şüpheciliğin egemen olduğu toplumlarda, diğer tarafın, arabulucuya duymuş olduğu güvenin sarsılmasına ve sürecin derhal kesilip, sorunun yargıya taşınmasına yol açabilir. Bu sebeple, hem arabuluculuk sürecinin işleyişinde hem de başarıyla sonuçlandı- rılmasında, tümüyle tarafları egemen kılmak, daha doğru ve sağlıklı bir yaklaşım biçimi teşkil eder. Öte yandan, arabuluculuk, haklının-haksızın belirlenmesi temelli değil; menfaatlerin dengelenmesi temeline dayalı olarak yürütülen bir süreçtir. O nedenle, hukuk kuralları, deliller ve delil değerlendirmesi, arabuluculuk sürecinin işleyişinde daha geri plândadır. Yine arabulu- culukta önem arz eden husus, hukuk kuralları ve teamüller değil; iliş- kilerin korunması ve sürdürülmesinin sağlanmasıdır. Arabuluculuk, geçmişle değil; gelecekle ilgilenir ve ilişkilerin koparılmadan, tahrip edilmeden, gelecekte de devam ettirilmesini hedefler. Arabuluculuk mesleği, hukukçulara hasredilmiştir ve bu süreçte, arabuluculuk gö- revini üstlenmiş olan hukukçuların, uzun yıllardır almış oldukları hukuk eğitiminin doğası gereği, tarafların menfaatlerini ve ihtiyaçla- rını gözeten, yani menfaatlerinin dengelenmesini hedefleyen çözüm önerisi geliştirip, taraflara sunması fevkalade güçtür. Getirilecek olan çözüm önerilerinin oluşturulmasında, her ne kadar, arabulucuların hukukî tavsiye ve telkinlerde bulunamayacağı mevzuatta yazılı olsa bile, büyük ölçüde, tarafların sorunun yargıya taşınması halindeki haklılık durumları baz alınacaktır ve bu da, ister istemez hukuk kural- ları, ispat ve deliller ile delil değerlendirilmesinin ön plâna çıkmasına, geçmişle ilgilenip geleceğin göz ardı edilmesine sebebiyet verecek ve taraflar da doğal olarak, şayet avukatları varsa onların da yönlendir- mesiyle yargıya başvuru halinde elde edebilecekleri muhtemel kazan- cı ve yargılamanın gecikmesinin yaratabileceği sakıncaları gözeterek, ödün verip vermeme ve anlaşmaya varıp varmama hususunda bir ka- rara ulaşacaklardır. Uygulamada, iş uyuşmazlıkları bağlamında cere-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1