Türkiye Barolar Birliği Dergisi 147.Sayı
129 TBB Dergisi 2020 (147) Süha TANRIVER yan eden arabuluculukta, yapmış olduğumuz bu tespit, sıkça ortaya çıkmış ve bu durum, hedeflenen ideal arabuluculuk modeliyle uygu- lamada işlerlik kazanmış olan arabuluculuk modeli arasında, amaç ve işlev bakımından ciddî nitelik farklılıklarının ortaya çıkmasına sebebi- yet vermiştir. Yeri gelmişken, bu bağlamda, arabuluculuk mesleğinin, sadece hukukçulara hasredilmesinin de, doğru bir yaklaşım biçimi olup olmadığı hususunun, bir kez daha gözden geçirilmesinin isabetli olacağına işaret etmekte yarar vardır. Uyuşmazlığın tarafları, arabuluculuk görüşmelerine ve müzake- relerine, bizzat, kanunî temsilcileri veya avukatları aracılığıyla katı- labilirler. Hatta uyuşmazlığın çözümüne katkı sağlayabilecek uzman kişiler de görüşmeler ile müzakerelerde hazır bulunabilirler (HUAK m.15, VI). Arabuluculuk müzakereleri ve görüşmeleri, avukatlar ara- cılığıyla yürütülüyor olsa bile, nihaî evrede, uzlaşının gerçekleşip gerçekleşmeyeceği hususunda karar alma yetkisi taraflara ait oldu- ğundan, Avukatlık Kanunu m.35/A’da yer alan düzenlemenin uy- gulamada işlevselliğinin son derece sınırlı kalmış olması hususu da gözetildiğinde, görüşme ve müzakerelerin, pazarlıkların ve ödün ver- menin gerçekleştiği evresine, tarafların bizzat katılma zorunluluğunu öngören yasal bir düzenlemenin yapılması ihtiyacı mevcuttur. Çünkü taraf avukatlarının daha fazla ücret-î vekâlet elde edeceği düşüncesiy- le, uyuşmazlığı, anlaşmayla sona erdirmek yerine, yargıya taşıması da, kuvvetle muhtemeldir. Arabuluculuk sürecinin sona ermesinde, arzu edilen ve ideal olan hâl, bu sürecin tarafların anlaşmasıyla nihayet bulmasıdır. Arabulu- culuk müzakereleri sonucunda, varılan anlaşmanın kapsamı ile şek- li, taraflarca belirlenir. Genellikle karşılıklı ödünler vermek suretiyle sağlanan bir uzlaşının ürünü olan anlaşma belgesinin düzenlenmesi hâlinde, bu belge, taraflar ve arabulucu tarafından imzalanır (HUAK m.18, I). Sözü edilen anlaşma belgesi, bu haliyle dikkate alındığında, hukukî niteliği itibariyle mahkeme dışı bir sulh sözleşmesi hükmün- dedir. 15 Çünkü anlaşma, yargılama yapıp hüküm verme yetkisi ve 15 F. Yıldırım, Arabuluculuk ve Ombudsman, Ankara 2019, s.139-140; O. Dür, Ara- buluculuk Faaliyeti ve Arabulucunun Hak ve Yükümlülükleri, Ankara 2017, s.65. Kar ise, bu anlaşma belgesinin, sulh sözleşmesi olduğuna işaret ettikten sonra, bazen yenileme ya da ibra sözleşmesi kimliği de kazanabileceği görüşündedir (B. Kar, İş Yargılaması Usûlü, Genişletilmiş 2. B., Ankara 2019, s.455). Tuğsavul
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1