Türkiye Barolar Birliği Dergisi 147.Sayı
135 TBB Dergisi 2020 (147) Süha TANRIVER niteliğinde belge kimliği kazanmamış olan, yani sadece arabulucu ve uyuşmazlığın taraflarınca imzalanmış bulunan anlaşma belgeleri çerçevesinde, irade bozukluğu (TBK m. 30-39), bilhassa gabin (TBK m. 28, I) iddiasına dayanarak, özünde mahkeme dışı sulh sözleş- mesinden farklı bir kimliğe sahip bulunmayan bu belgenin, işveren karşısında daha zayıf bir konumda bulunan işçiler tarafından, Türk Borçlar Kanunu’nda öngörülen süre dâhilinde, iptal edilebilirlik yap- tırımına işlerlik kazandırılmak suretiyle hükümsüz kılınması (TBK m. 28, II), kuvvetle muhtemeldir. Özellikle gabin iddiasıyla karşı kar- şıya kalınabilmesinin önlenmesi açısından, arabuluculuk görüşmele- ri sırasında işçinin yanında, mutlaka avukatının da bulundurulması zorunluluğu getirilmeli, avukatlık giderlerinin finansmanı açısından, hukukî himaye sigortası kurumuna da bir an önce, işlerlik kazandı- rılmalıdır. Öte yandan, davayı ayrıca mahkeme tarafından bir hüküm veril- mesine ihtiyaç kalmadan doğrudan doğruya sona erdirme ve cebrî icra yoluyla yerine getirilme niteliklerine sahip bulunan mahkeme içi sulh sözleşmelerinin bile, irade bozukluğu (TBK m. 30-39) ve bilhâssa gabin iddiasıyla iptalinin (TBK m. 28) sağlanması hukuken mümkün- dür (HMK m.315, II). Özünde mahkeme dışı sulh sözleşmesi konu- munda bulunan arabuluculuk süreci sonunda varılan anlaşma, ilâm niteliğinde belge kimliği kazanmış olsa bile, yine irade bozukluğu ve gabin iddialarına dayanılarak iptal yoluyla hükümsüz kılınabile- cektir. Çünkü kanun koyucu, mahkeme içi sulhlarda bile, sulha göre mahkemeden hüküm vermesi taraflarca ayrıca istenmemişse, irade bozukluğu ve gabin iddialarına dayanılarak, sözü edilen sulh türü- nün iptal edilebilirliği yolunu, davayı doğrudan doğruya sona erdir- me niteliğini tanımış olsa dahi, açık tutmuştur. Dolayısıyla, sadece cebrî icra yoluyla yerine getirilebilme açısından, belirli koşulların gerçekleşmesi kaydıyla ilâmlarla eşdeğer bir konumda bulunan ve özünde mahkeme dışı sulh sözleşmesi niteliği taşıyan, arabuluculuk süreci sonunda düzenlenen anlaşma belgesinin, irade bozukluğu ve gabin iddialarına dayanarak iptallerinin mümkün olmadığı, hiçbir biçimde ileri sürülemez. Yine, sözü edilen anlaşma belgesinin sahte- liğinin, dava yoluyla gündeme getirilmesi ve iptalinin sağlanması da mümkündür.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1