Türkiye Barolar Birliği Dergisi 147.Sayı

171 TBB Dergisi 2020 (147) İpek Sevda SÖĞÜT rın yapılması için kişiler hukuku ve miras hukuku hükümleri uyarınca aile vakfı kurulabilir. (2) Bir malın veya hakkın başkalarına geçmemek üzere aynı soydan gelenlere kuşaktan kuşağa kalacak şekilde özgülenmesi yasaktır. Böyle bir özgülenme, vakıf kurma yoluyla da yapılamaz .” denilmek sureti ile, aile vakfı yoluyla Miras Hukuku’nun intikal kurallarını bertaraf edecek şekilde, aynı soydan gelenlere özgülenmesi şeklinde aile fideikomisi kurulması yasaklanmıştır. Aile fideikomisi kavramı, “09.11.2006 Tarihli ve 5555 Sayılı Vakıf- lar Kanunu ve Anayasa’nın 89. ve 104. Maddeleri Gereğince, Cumhur- başkanınca Bir Daha Görüşülmek Üzere Geri Gönderme Tezkeresi ve Adalet Komisyonu Raporu (1/24)” 112 unda, şu şekilde geçmektedir: “…Cumhuriyeti kuran iradenin, eski vakıflar ile yeni vakıfların kesin surette birbirinden ayrılmasına önem vermesi, en az diğer İnkılap kanunları kadar temel bir konudur ve esasen onlarla bir bütünlük taşımaktadır. Çünkü: Bir yandan, çağdaş bir hukuk sisteminde, yurttaşlar arasında din esasına dayalı ayrım yapılması mümkün değildir. Nitekim Türk Medeni Kanununa göre, bütün yurttaşlar, herhangi bir ayrım yapılmaksızın tesis (vakıf) kurma hakkı- na sahiptirler. Diğer yandan; cemaat temeline dayalı olmasa da, zaten olağan vakıfların da; sahih-gayrısahih, hayri-zürri, mazbut-mülhak gibi çok değişken hukuksal statüleri içerisinde, sosyal ve idari düzenin bütününe yayılmış ve onu kuşatmış bünyeleri dikkate alındığında, bunların aynen devam ettirilmesi halinde modern bir hukuksal ve idari sistem kurulmasının imkânsız kılınacağı açıktı. Çünkü, bir yandan birçok kamu kaynağı, birçok kamu hizmetine belli bir bütünsel sistem anlayışı içerisinde olmaksızın tahsis edilmekle görünürde vakıflar (gerçekte kamu hizmeti birimleri olan gayrısahih vakıflar) kurulmuş; öte yandan, tekke ve zaviyeler etrafında oluşan tamamen şer’i vakıflar, yine bu tür vakıfların ayrıcalıklı kesimini oluşturan ve tarikat şeyhlerine tahsis edilmiş eizze vakıfları denilen “müstesna vakıflar”; çağdaş hukuk sistemi- nin kabul etmediği “aile fideikomisi” 113 benzeri zürri vakıflar oluştu- 112 TBMM 23.Dönem, 2.Yasama Yılı, Sıra Sayısı:98, https://www.tbmm.gov.tr/sira- sayi/donem23/yil01/ss98.pdf, (Erişim Tarihi: 15.12.2019). 113 Aile fideikomisi kavramının geçtiği bir başka hukuki metin ise, AYM’nin 2008/22E. ve 2010/82K. sayılı kararıdır. Anılan karara konu olayda; Ana muha- lefet partisi TBMM grubu, 20.02.2008 tarih ve 5737 sayılı Vakıflar Kanunu’nun, md.26/1fıkrasının iptali için, AYM’ye başvuruda bulunmuştur. İptali istenilen md.26/1’de, “Vakıflar; amacını gerçekleştirmeye yardımcı olmak ve vakfa gelir temin etmek amacıyla, Genel Müdürlüğe bilgi vermek şartıyla, iktisadi işletme ve şirket kurabilir, kurulmuş şirketlere ortak olabilirler” denilmektedir. Ana muhalefet partisinin maddenin iptaline yönelik gerekçesinde ise, aile fideikomi-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1