Türkiye Barolar Birliği Dergisi 147.Sayı

176 Roma ve Türk Hukuku’nda Aile Fideikomisi (Fideicommissum Familiae Relictum) Kavramı kurum olarak, TMK md.101 ve sonrasında düzenlenmiş bulunan vakfın özel bir türüdür. Aile vakfı, diğer vakıflardan amaç ve yararlanacaklar bakımından ayrılır. Zira, genel vakıflar her türlü amaçla, hatta iktisadi amaçla bile kurulabilirken, aile vakıfları ancak TMK md. 372’de açıkça belirtilen amaçlar 124 için kurulabilir. 125 Kanun koyucu “ …bunlara benzer amaçların ” ifadesi ile; esasen, saymış olduğu amaçları bir yandan sınırlı sayı ( numerus clausus ) prensibine tabi tutmak istemezken, diğer taraf- tan, aile bireylerinin eğitim ve öğrenimleri, donanım ve desteklenmeleri olarak saydığı amaçlara uygun olan benzer amaçlarla değerlendirilme- sini öngörmektedir. Dolayısı ile, herhangi bir şart aranmaksızın, aile üyelerine irat bağlanması ya da vakfın gelirinin bir kısmının, toplum çıkarlarına harcanması amacı taşıyan bir aile vakfı kurulması mümkün değildir. 126 Zira bu faraziye ile, aile vakfı hukuki vasıtası kullanılarak, MK öncesindeki zürri vakıfların kurulması söz konusu olacaktır. Vakıftan yararlanacak kişiler, genel vakıflarda ilgili herkes olabi- lirken, aile vakıflarında ise, sadece o aileye mensup olanlar, yani aile bireyleri olabilirler. 127 Vakıf senedinde, vakıftan aile bireylerinden baş- ka kimselerin de yararlanacakları öngörülmüş ise, bu vakıf artık bir aile vakfı olmaktan çıkar ve genel nitelikte bir vakıf niteliğini kazanır. Aile vakfı da diğer vakıflar gibi, resmi senet veya ölüme bağlı tasarruf- la, örneğin vasiyet yolu ile kurulur. 128 TMK md. 372/2. fıkrasında yer alan aile fideikomisi yasağını 129 124 Bu amaçlar; aile bireylerinin, eğitim ve öğretim yoluyla yetişmeleri, işe başlar- ken sermaye ve mesleki donanımlarının, evlenirken çeyizinin sağlanması, muhtaç olanların bakımı ile hastaların tedavisi için gerekli olan giderlerin karşılanması olabilir. Akıntürk/Ateş, s. 460. 125 Akıntürk/Ateş, s.459. 126 Dural/Öğüz/Gümüş, s.401. 127 Akıntürk/Ateş, s. 459. 128 Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Türk Medeni Hukuku C.II, Aile Hukuku, Nurgök Matbaası, İstanbul 1965, s.476; Akıntürk/Ateş, s.460. 129 Aile fideikomisi, Avrupa’da Orta Çağ’da ortaya çıkmış olan bir kurum olup, baş- kasına devir ve ferağ edilemeyen, miras yolu ile yalnız belli bir aileye mensup bireyler arasında, evlattan evlada geçen mallar demektir. Sözü edilen malların evlattan evlada geçişi, önceden tayin edilen bir sıraya göre gerçekleşiyordu. Me- sela bir zengin, sahibi bulunduğu malikaneyi, şatoyu, nesiller boyunca, büyük evlattan büyük evlada geçecek surette vasiyet edebilirdi. Selahattin Sulhi Tekinay, Türk Aile Hukuku, İstanbul Üniversitesi Yayınları, İstanbul 1971, s.614. Doktrin- de, aile fideikomisi’nin sadece, vakıftan yararlanacak kişilere dair bir sınırlama getirdiği ve böylece vakfın kurulması sırasında hak sahibi olabilecek kişilerin, be- lirlenen kişiler olabileceği, bu kişilerin de ölümü halinde, aynı vakıftan kuşaktan kuşağa geçecek şekilde yararlanılmasını sağladığı için, TMK md. 372/2’de yasak- landığı ileri sürülmüştür. Bu değerlendirme için bkz. Kılıçoğlu, s. 544.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1