Türkiye Barolar Birliği Dergisi 147.Sayı

243 TBB Dergisi 2020 (147) Remzi DEMİR dir 99 . Biz ise aksi kanaatteyiz. Bu nedenle yukarıda yer verdiğimiz tüm bilimsel ve eleştirel görüşlere karşı değerlendirmelerimizi sunuyoruz. Kaldı ki bu konu Anayasa Mahkemesi’nin huzuruna somut norm de- netimi olan itiraz yoluyla gelmiştir. Yüksek Mahkeme, bu ibare ile bo- şanma nedeniyle yoksulluğa düşen eşe şartları bulunduğu sürece eko- nomik yönden destek sağlanmasının ve asgari yaşam ihtiyaçlarının karşılanmasının amaçlandığını belirtmiştir. Ayrıca Kanun koyucunun amacının, yoksulluğa düşecek eşin ölünceye dek yoksulluk nafakası alması olmadığı gerekçesiyle de iptal istemi reddedilmiştir. 100 Kanaatimizce Yüksek Mahkeme’nin itirazın reddine karar verme- si yerindedir. Ülkemizde kadın ve çocuk lehine yapılan yasal düzen- lemeler, ülkemizin çağdaş değer yargılarını benimsediğini göstermek- tedir. Yoksulluk nafakasının süresiz oluşu, yoksul kadının kimseye muhtaç olmadan geçimini sağlamasındaki sayısız fayda göz önüne alındığında isabetli bir yasal düzenlemedir. Sosyal devlet ilkesinin somut uygulaması olan yoksulluk nafakasının ahlâki ve dayanışmacı niteliği düşünüldüğünde, yoksulluk nafakasının süresiz olması hak- kaniyete uygundur. TMK m. 176/3’de yer alan nafakanın sona erme sebeplerinin geniş içerikli olmasından ve nafaka borçlusunu koruma- 99 Demir, s. 39; Ruhi, s. 46; Erdem, s. 204; Ceylan, s.116; Kocabaş, s. 366; Çitak, s. 253; Y2HD, 12.12.2017 T, 2016/8859 E, 2017/14407 K; Y.2HD 11.07.2012, 14283/19487; Y.2HD 07.06.2017, 24486/7036 (Yağcı, s. 336-337); 100 “İtiraz konusu ‘süresiz olarak’ ibaresi, nafaka alacaklısının her zaman ölünceye kadar yoksulluk nafakası alacağı anlamına gelmemektedir. Kanun koyucunun 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun 175. maddesinde ‘süresiz olarak’ ibaresine yer vermesinin amacı, boşanmadan dolayı yoksulluğa düşecek olan eşin diğer eş tarafından, şartları bulunduğu sürece ekonomik yönden desteklenmesi ve asgari yaşam gereksinimlerinin karşılanmasıdır. Evlilik birliğinde eşler arasında geçerli olan dayanışma ve yardımlaşma yüküm- lülüğünün, evlilik birliğinin sona ermesinden sonra da kısmen devamı niteliğinde olan yoksulluk nafakasının özünde, ahlaki değerler ve sosyal dayanışma düşün- cesi yer almaktadır. Yoksulluk nafakasının amacı nafaka alacaklısını zenginleştir- mek değildir. Yoksulluk nafakasıyla, boşanma sonucunda yoksulluk içine düşen eşin asgari yaşam gereksinimlerinin karşılanması düşünülmüştür. Yoksulluk na- fakasına hükmedilebilmesi için nafaka talep eden eşin boşanma nedeniyle yoksul- luğa düşecek olmasının yanı sıra, nafaka talep edilen eşin de nafaka ödeyebilecek ekonomik gücünün bulunması gerekmektedir. İtiraz konusu kuralda, boşanma sebebiyle yoksulluğa düşen eşi korumak için di- ğer eşin, koşulları bulunduğu sürece, herhangi bir süre sınırı olmaksızın yoksul- luk nafakası vermesi düzenlenmiş olup bu yükümlülüğün sosyal hukuk devleti ilkesinin gereği olarak getirildiği kuşkusuzdur. Açıklanan nedenlerle, itiraz konu- su kural Anayasa’nın 2. maddesine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.” AYM 17.05.2012T, 2011/136 E, 2011/72 K. ( UYAP ).

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1