Türkiye Barolar Birliği Dergisi 147.Sayı

80 Vergi Yargılaması Hukukunda Tanık Beyanı Vergilendirme işleminin tesisinden önce idarenin yaptığı araştırma ve inceleme sırasında ise, tanığa ancak kanunda yazılı niteliklere sahip ol- ması koşulunda başvurulması mümkündür. Diğer bir ifadeyle vergi hu- kukunda kanıtlama vasıtası olarak tanığa ancak idare tarafından ve belli koşullarda başvurulabilir. 19 Ancak vergi uyuşmazlığının dava konusu yapılması halinde, vergi yargılamasında tarafların tanık deliline başvu- rabilmesine ilişkin bir hükme varabilmek için konunun hem mevzuat hem de içtihat açısından değerlendirilmesi gerekmektedir. 1. Tanık Beyanına Vergilendirme Aşamasında Başvurulması VUK’un 3. maddesinin B bendinin 2. fıkrasında “ Vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti yemin hariç her türlü delille ispatlanabilir. Şu kadar ki, vergiyi doğuran olayla ilgili tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesi ispatlama vasıtası olarak kullanılamaz .” hükmü ile gerçekleşmiştir. Bu düzenlemenin yapılmasına kadar geçen sürede vergi hukuku uygulamaları ve Danıştay kararlarında, kimlerin tanık olarak bilgisi- ne başvurulabileceği ve tanık beyanlarına hangi hallerde ve ne derece delil niteliği tanınıp tanınamayacağı konusu uzun süre tartışılmıştır. Danıştay bu konuda bir değişim ve gelişim çizgisi izlemiştir. Danış- tay, “ ilgililerin ihbarı ve şahit ifadesi, maddi delil veya kanuni ölçü sayılama- yacağı ” kararıyla 20 ilgililerin beyanları ve tanık ifadelerini delil olarak kabul etmezken, başka bir kararında 21 “şahit ifadelerine dayanarak mükellefiyet tesisi caizdir” diyerek tanık ifadesini delil olarak kabul etmiştir. Ayrıca Danıştay 4. Dairesi “ gayrimenkul sermaye iradının tes- pitinde yazılı kira sözleşmesi yoksa kiracıların verdiği bilgilere dayanılması gerektiği ” kararına 22 karşılık bir sonraki kararında 23 “ yazılı kira sözleş- mesi bulunmayan hallerde gayrimenkul sermaye iradı üzerinden gelir vergisi tarh edilirken mücerret kiracı ifadelerinin delil sayılmayacağı ” görüşüne yer vermiştir. Aynı dairenin aynı konuda kararlar vermesi nedeniyle içti- hadın birleştirilmesi yoluna gidilmiş, ancak “ gelir vergisi uygulamasında 19 Turgut Candan, Açıklamalı İdari Yargılama Usulü Kanunu, Maliye ve Hukuk Ya- yınları, Ekim 2005, s. 803 20 Devlet Şürası 4. Daire1954/1884 E., 1954/3338 K. ve 26.11.1954 tarihli karar 21 Danıştay 4. Daire 1960/2660E., 1962/3261 K. ve 20.09.1962 tarihli kararı 22 Danıştay 4. Dairesi 1968/3609E., 1969/7042 K. (Danıştay Dergisi sayı:8 s. 64) 23 Danıştay 4. Dairesi 1968/6217 E., 1970/1447 K. (Danıştay Dergisi sayı:8 s. 64)

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1