Türkiye Barolar Birliği Dergisi 147.Sayı
81 TBB Dergisi 2020 (147) Hasan ORAL yazılı kira sözleşmesi bulunmayan hallerde, gayrimenkul sermaye iradının tespiti için kiracı beyanlarının esas alınıp alınmama konusu delillerin takdiri- ne ilişkin görüldüğünden içtihadın birleştirilmesine yer olmadığına” karar 24 verilmiştir. 25 VUK’un 3. maddesinin B bendinin 2. fıkrasında düzenlemenin ya- pılması ile tanık beyanının vergilendirme aşamasında kullanılması ko- nusunda bir tereddüt kalmamıştır. Düzenlemeye göre tanık ifadesinin delil aracı olarak kullanılabilmesi için, tanığın vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii bulunmalı ve söz konusu ilgi açık olmalıdır. 1.1. Tanığın Vergiyi Doğuran Olayla İlgisi Tabii Olmalıdır Vergi hukukunda tanık beyanının delil olarak kullanılmasında ge- tirilen ilk koşul tanığın vergiyi doğuran olayla ilginin tabii olmasıdır. İlginin tabii bulunmasından anlaşılması gereken şeyin ne olduğu ko- nusunda kanun hükmünde herhangi bir açıklama bulunmamaktadır. Danıştay kararlarında da bu konuda bir tanımlamaya gidilmemiştir. Bu açıklamaya ancak tanığa kanıtlama vasıtası olarak hukuki değer atfeden Danıştay kararlarının yorumlanmasıyla ulaşmak mümkün olabilir. Buna göre; tanığın vergiyi doğuran olayla ilgisinin tabii ka- bul edilebilmesi için, bu olayı ve bu olaya ilişkin muameleleri bilmek durumunda olacağı bir konumda bulunması gerektiği anlaşılmakta- dır. 26 Örnek olarak; emtia alıcısının, 27 faiz karşılığı borç alan kişinin, 28 hekimin hastalarının, avukatın müvekkillerinin, 29 kiracının 30 mükelle- 24 Danıştay İçtihadı Birleştirme Kararı, 1971/5 E., 1972/5 ve 08.01.1972 tarihli kararı 25 Karakoç, “Vergi Yargılaması Hukukunda Tanık Beyanının Delil Olması”, Vergi Sorunları Dergisi, Sayı: 104, s. 103 26 Candan, s. 804 27 Danıştay VDDGK 1999/194 E., 1999/614 K. ve 24.12.1999 tarihli kararı “Mükel- lefle husumeti bulunmayan alıcının vergiyi doğuran olayla ilgisinin tabii ve açık bulunması sebebiyle, ifadesinin maddi delil olduğu hk.” Danıştay VDDGK 2002/12 E., 2002/101 K. ve 15.03.2002 tarihli kararı 28 Danıştay 3. Daire 1986/1875 E., 1987/812 ve 25.03.1987 tarihli kararı “Ödediği fa- izi miktar itibariyle belirten borçlunun aldığı borç miktarına yıllık ya da aylık faiz oranı uygulanarak faiz miktarının yeniden tespit edilemeyeceği borçlu tarafından ödendiği bildirilen faiz miktarının aynen alınması gerektiği hk.” Danıştay 7. Daire, 1973/2056 E., 1973/1808 K. ve 31.05.1973 tarihli kararı 29 Danıştay 3. Daire, 1986/3625 E., 1987/1255 K. ve 13.05.1987 tarihli kararı “Müvek- killerinin ifadelerinin, avukat olan mükellefin kazancının belirlenmesinde maddi delil olduğu hk.” 30 Danıştay 3. Daire, 1986/3250 E., 1987/2717 K. ve 01.12.1987 tarihli kararı
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1