Türkiye Barolar Birliği Dergisi 148.Sayı

19 TBB Dergisi 2020 (148) Işıl KURNAZ LGBTQ haklarında da bu körlük devam etmekte ve Türkiye’de- ki yasal seyir düşündüğümüzde, anayasal anlamdaki temel hak ve özgürlük rejiminin belirleyici olduğunu ancak sorunun adlı adınca yasalarda ele alınmadığını görürüz. Türk hukukunda, LGBTQ birey olmak hiçbir zaman cezai anlamda suç kategorisine yekten konularak kriminalizasyon süreci doğrudan yaşanmamıştır. 23 Ancak bu, yasala- rın, toplumun ve kurumların LBGTQ bireylere karşı korumacı bir yak- laşımda olduğunu göstermemektedir. Aksine, Yılmaz Esmer’in 2012 yılında hazırladığı Türkiye Değerler Atlası’na göre, nüfusun %87’si eşcinsel bir komşuya sahip olmak istememektedir. 24 Kaynak: Yılmaz Esmer, Türkiye Değerler Atlası, 2012, Bahçeşehir Üniversitesi Yayınları, s. 66-67. (Son erişim tarihi: 02.05.2020) 23 Volkan Yılmaz, The New Constitution of Turkey: A Blessing or A Curse for LGBT Citizens? Turkish Policy Quarterly, Volume 11, Number 4, p. 133. 24 Yılmaz Esmer, Türkiye Değerler Atlası, 2012, Bahçeşehir Üniversitesi Yayınları, s. 66. Önce, son araştırmalarımızdaki (2011, 2012) toplu sonuçları verelim: “Komşu olarak istenmeyen grupların başında hep eşcinseller (%87) geliyor. Onları da çok içki içenler (%84) ve AIDS’liler (%76) izliyor. En az itiraz ise tesettür kuralla- rına göre giyinenlere, sevmediği partiye oy verenlere ve oruç tutmayanlara. Bunlar Türkiye geneli ile ilgili bulgular. Bölgelere ve kişisel özelliklere göre de hangi grup- lara daha fazla veya daha az hoşgörü gösterildiği önemli ölçüde değişebiliyor”.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1