Türkiye Barolar Birliği Dergisi 148.Sayı
222 Covid-19 Salgını Sebebiyle İcra Takiplerine İlişkin Düzenlemelerin Değerlendirilmesi mahkeme tarafından ihtiyati haciz kararı verilmesini gösterebiliriz. Ancak burada sürelerin durumu icra takiplerinden çok davaların ve yargılamaların durmasıyla ilgili fıkra kapsamında ele alınmalıdır. Ge- nel mahkemede görülen istirdat davasıyla ilgili karar ise icra takibi- nin ilerlemesini sağlama, alacaklının alacağına yaklaşma ve borçluya karşı yapılmış olma unsurlarını taşımaz. 50 Bunun neticesinde istirdat davası ile ilgili genel mahkemece verilebilecek lehe veya aleyhe ka- rarlar icra takip işleminin unsurlarını taşımadığı için icra takip işlemi olarak kabul edilemez. 51 İcra takibinin devamı için genel mahkemede dava açma süreleri veya açılan dava süresince mahkeme veya taraflarca yapılan işlemler ise borçlu aleyhine henüz yeni bir durum yaratmadığı için icra takip işlemi sayılmazlar. Ancak genel mahkemelerde veya icra mahkeme- sinde açılacak davaya ilişkin süreler ve açılan dava süresince mah- keme veya taraflarca yapılan, normal koşullarda icra takip işlemi sayılamayacak işlemler, 7226 sayılı Kanun’un geçici madde 1-1-a ile durdurulmuştur. Buna göre dava açma, icra takibi başlatma, başvuru, şikayet, itiraz, ihtar, bildirim, ibraz ve zamanaşımı süreleri, hak düşü- rücü süreler ve zorunlu idari başvuru süreleri de dâhil olmak üzere bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm süreler; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile usul hükmü içeren diğer kanunlarda taraflar bakımından belirlenen süreler ve bu kapsamda hakim tarafından tayin edilen süreler ile arabuluculuk ve uzlaştırma kurumlarındaki süreler 13.03.2020 (bu tarih dahil) tarihinden itibaren durdurulmuştur 52 . Böylece her ne kadar icra veya taraf takip işlemi 50 Pekcanıtez/Atalay/Sungurtekin Özkan/Özekes, s. 252; Arslan/Yılmaz/Taşpınar Ayvaz/Hanağası, s. 225. 51 Boran Güneysu, s. 42. 52 Kanun sadece sürelerin durması yönünde düzenleme getirmektedir. Bunun anla- mı durma süresi içinde dava açılmasını engelleyen bir hüküm bulunmamaktadır. Dava açılmasıyla meydana gelen sonuçlar doğacaktır. Bu nedenle dava açılma- sıyla meydana gelen maddi ve usul hukuka ilişkin sonuçlar doğacaktır. Durma süresi içinde tebligat yapılmasını önleyen bir hüküm de bulunmamaktadır. Bu nedenle taraflara durma süresi içinde tebligat yapılabilir. Ancak bu tebligat her- hangi bir şekilde sürenin işlemeye başlamasını sağlamayacaktır. Örneğin durma süresi içinde davalıya dava dilekçesi tebliğ edilirse, davalı bakımından durma sü- resi olan 30.04.2020 tarihine kadar cevap süresi işlemeye başlamayacak bu sürenin bitiminden sonra süre işleyecektir. Bkz. Hakan Pekcanıtez, 28.03.2020; 2279 sayı- lı Cumhurbaşkanı (Fevkalâde Mühlet) Kararı ile 7226 sayılı Kanun’un Geçici 1.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1