Türkiye Barolar Birliği Dergisi 148.Sayı

244 Borçlar Hukukunda Temsil Yetkisinin Kötüye Kullanılması ilkesidir. 34 Bu nedenledir ki kanımızca temsil yetkisinin kullanılması bakımından dürüstlük kuralına bir aykırılık söz konusu ise TMK m. 2’nin kıyasen değil, doğrudan doğruya uygulanacağı sonucuna varıl- malıdır. 35 Bu doğrultuda temsil yetkisinin kötüye kullanılması durumu, gö- rünüm olarak temsil yetkisinin sınırları içinde kalmakla beraber, tem- silcinin dürüstlük kuralına aykırı şekilde, yapması gerekenleri yapma- yarak ya da yapmaması gerekenleri yaparak, temsil yetkisini temsil olunanın menfaatine (çıkarına) açıkça aykırı şekilde kullanması olarak tanımlanabilir. 36 34 Genel olarak dürüstlük kuralı bakımından bkz. Hürliman-Kaup/Schmid, N. 259; Edis, s. 296: “Görev yükleyen hak ve yetkiler, korunması söz konusu olan kimse- nin yararına olmak üzere öngörüldükleri için bunların sınırını korunacak kimse- nin yararı çizer. Bu nedenledir ki, görev yükleyen hak ve yetkilerin doğruluk ve güven ilkesine uygun yorumundan çıkan amacına aykırı olarak kullanılması du- rumunda, hak ve yetki sahibi, doğrudan doğruya kanuna aykırı davranmış olur”; Zevkliler/Acabey/Gökyayla, s. 163; Kayıhan/Ünlütepe, s. 387-389; Temsil yetki- sinin kötüye kullanılması bakımından bkz. Gümüş, Özen, s. 287, dn. 1194: “Temsil yetkisini kötüye kullanan vekilin, MK m. 2’nin ‘borçların ifasında da dürüstlük kuralına riayet araması’ karşısında, aynı zamanda iş görme borcunu dürüstlük kuralına aykırı olarak da ifa etmiş olacağı açıktır”. 35 Aksi yönde ticari temsil yetkisi bakımından temsilcinin bir hakkı değil, kendisine tanınan temsil yetkisini kullandığı, bu nedenle TMK m. 2/II’nin burada ancak kı- yasen uygulanabileceği görüşünde bkz. Oruç Hami Şener, Ticari Temsilci ve Tica- ri Temsil Yetkisi, Ankara 2015, s. 326; Temsil yetkisinin bir hak sayılması halinde TMK m. 2/II’nin doğrudan doğruya, aksi halde kıyas yolu ile uygulanacağına ilişkin bkz. Kocayusufpaşaoğlu, § 50, N. 1, dn. 2; Vekâlet sözleşmesi kapsamın- da verilen temsil yetkisinin kötüye kullanılması bakımından TMK m. 2’nin kıyas yolu ile uygulanabileceğine ilişkin bkz. Von Tuhr/Peter, s. 363; Tandoğan, s. 441. 36 Öğretide yapılan çeşitli tanımlar için bkz. Von Tuhr/Peter, s. 363; Tekinay/Ak- man/Burcuoğlu/Altop, s. 183; Kutlu Sungurbey, s. 12; Zäch/Künzle, Art. 38, N. 14; Kocayusufpaşaoğlu, § 50, N. 1; Akyol, Temsil, s. 378; İnceoğlu, s. 333, s. 338; Cihan, s. 66; Antalya, N. 2812 vd.; Yargı kararlarında da konu şu ifadelerle ele alınmaktadır: “Vekil, temsil yetkisini kasten, vekillik verenin zararına, kendisinin veya elbirliği ile hareket ettiği başka birinin yararına kullandığı takdirde yapı- lan iş, temsil yetkisinin sınırları içinde kalsa bile böyle bir işlemin vekillik vere- ni bağlamasından ve yapılan işlemin geçerli olduğundan söz edilemez”, YHGK, E. 2008/7-699, K. 2008/714, T. 26.11.2008, www.kazanci.com , erişim tarihi: 01.11.2019; “BK’nın temsile ve vekâlet aktine ilişkin hükümlerinden anlaşılacağı üzere vekâleten temsil yetkisi kural olarak vekâlet verenin yararına kullanılma- lıdır. Eğer vekil vekâletnameye dayalı temsil yetkisini vekâlet verenin zararına kendisinin ya da iş ve elbirliği yaptığı anlaşılan başka birinin yararına kullandığı takdirde yapılan işlem temsil yetkisinin sınırları içerisinde kalmış olsa bile vekâlet vereni (temsil olunanı) bağlamaz”, Y. 1. HD, E. 1986/10872, K. 1986/10913, T. 10.06.1986, Özkaya, s. 1315; YHGK, E. 1992/1-779, K. 1993/116, T. 17.03.1997, Öz- kaya, s. 1243.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1