Türkiye Barolar Birliği Dergisi 148.Sayı
269 TBB Dergisi 2020 (148) Gülşah Sinem AYDIN Ayrıca vurgulanmalıdır ki, temsil yetkisinin kötüye kullanılması- nın yaptırımı, temsil olunanın fesih hakkına sahip olduğu şeklinde ifa- de edilmemelidir. Fesih, tek taraflı ve yöneltilmesi gerekli bir bildirim ile sürekli sözleşme ilişkisinin ileriye etkili olarak (ex nunc) sona erdi- rilmesidir. 158 Oysa burada bir geçersizlik yaptırımı söz konusudur. 159 Bir diğer husus taşınmazın çok düşük bedelle satıldığı durumda, hileli anlaşmaya dayanan satış sözleşmesinin karma bağışlama olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceğidir. 160 Belirtilmelidir ki bir şeyin değerinin çok altında satışının, her zaman karma bağışlama niteliğin- de olduğu sonucuna varılamaz. Bu hususta tarafların iradesine bakıl- malıdır. 161 İrade karma bağışlama yapılması değil de taşınmazın hileli bir şekilde üçüncü kişiye ucuza satılması da olabilir, ki bu halde karma bağışlamadan değil hileli anlaşmaya dayalı temsil yetkisinin kötüye kullanılmasından, dolayısıyla katıldığımız görüş uyarınca da yetki- siz temsilden söz edilmelidir. Diğer taraftan taşınmazları konu alan bağışlama sözleşmesi özel temsil yetkisi gerektiren bir işlem olduğu için, karma bağışlama olarak nitelendirmenin yapılması halinde temsil yetkisi veren belgede (vekâletnamede) karma bağışlama yapma konu- sunda yetki yoksa sonuç yine yetkisiz temsil olacaktır. Varılan sonuç her iki gidiş yolunda yetkisiz temsil şeklinde aynı olsa da teknik olarak gidiş yolunu doğru nitelendirmek isabetli olur. 162 158 Rona Serozan, Sözleşmeden Dönme, Gözden Geçirilmiş 2. bası, İstanbul 2007, s. 115. 159 “Fesih” ifadesinin kullanımına örnek olarak bkz. YHGK, E. 1993/79, K. 1993/195, 05.05.1993, www.lexpera.com.tr, erişim tarihi: 01.11.2019; “Fesih” ve “sözleşme- den dönme” ifadelerinin kullanımına örnek olarak bkz. Özkaya, s. 1231; Bu hu- susta gerek “fesih” gerekse “sözleşmeden dönme” teriminin kullanılmasının ye- rinde olmadığına ilişkin tespit olarak bkz. Kocayusufpaşaoğlu, § 50, N. 7, dn. 22. 160 “... çok değerli olduğu iddia edilen taşınmazların vekil tarafından akrabasına on beş bin liraya satılması günün ekonomik koşulları karşısında bir bağış niteliğin- dedir. Oysa dayanak vekâletnamelerde vekile verilmiş bağışlama yetkisi yoktur. BK’nın 388/3 maddesine göre, vekil özel bir yetkiyi haiz olmadıkça bağışlamada bulunamaz”, Y. 1. HD, E. 1983/10691, K. 1983/10530, T. 17.10.1983, Özkaya, s. 1321. 161 Karma bağışlamada, edimler arasında bilinçli bir dengesizlik bulunmakta ve bu dengesizlik bağışlama sebebi ile (causa donandi) olmaktadır. Causa donandi ira- desi yoksa karşılıklı edimler arasındaki fark ne kadar fazla olursa olsun karma bağışlamadan söz edilemez. Bkz. Erden Kuntalp, Karışık Muhtevalı Akit (Karma Sözleşme), Gözden Geçirilmiş ve Yenilenmiş 2. bası, Ankara 2013, s. 174; Cem Akbıyık, Karma Bağışlama Kavramı ve Miras Hukukundaki Yeri, İstanbul 1997, s. 25; Gülşah Vardar Hamamcıoğlu, Bağışlama Sözleşmesi, Ankara 2016, s. 235. 162 Aynı yönde bkz. Cihan, s. 68.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1