Türkiye Barolar Birliği Dergisi 148.Sayı
281 TBB Dergisi 2020 (148) Gülşah Sinem AYDIN tir. Ayrıca temsil yetkisinin düzenlenmesi ile tapuda satış işleminin gerçekleşmesi arasındaki olağanüstü kısa sürenin de hileli anlaşmanın bulunduğuna yönelik kuvvetli bir kuşkunun oluşmasına neden olaca- ğını ifade eden kararlar vardır. 205 Kanımızca da Yargıtay’ın karineler- le temsil olunana ispat kolaylığı sağlaması isabetlidir. Yalnızca tanık delili temsil yetkisinin kötüye kullanılmasının ispatı için yeterli kabul edilmemeli, karinelerden biri ile tanık beyanı desteklenmelidir. 206 Ayrıca karinelerin kabul edildiği Yargıtay kararları incelendiğin- de, olaylarda çok düşük bedellerle yapılan satışların bulunduğu gö- rülmektedir. Bu kapsamda Yargıtay kararlarında taşınmazların çok düşük bedellerle satılması da temsilci ile üçüncü kişinin 207 iş birliği içinde hareket ettiklerine, yani hileli anlaşma yaptıklarına ilişkin kari- ne olarak kabul edilmektedir. 208 Söz konusu kararlarda çekişme konu- 205 “Davacı, davalılardan Cevdet’e ... vekaletname verdiğini, bir gün sonra taşınma- zın davalı Cevdet’e el ve işbirliği içinde hareket eden davalı Mustafa’ya satış su- retiyle devredildiğini ...”, Y. 1. HD, E. 2014/10430, K. 2015/11820, T. 13.10.2015, www.kazanci.com , erişim tarihi: 01.11.2019; “Ancak somut olayda çok açık biçim- de, davalıların el ve düşünce birliği içerisinde hareketle, çekişmeli taşınmaza ait tapunun iki gün içerisinde intikalini sağladıkları, dosya içeriğinden duraksanma- yacak biçimde anlaşılmaktadır”, YHGK, E. 1991/1-591, K. 1993/821, T. 15.12.1993, www.kazanci.com , erişim tarihi: 01.11.2019; Aynı yönde karar olarak bkz. YHGK, E. 2013/1-1290, K. 2014/1057, T. 17.12.2014, www.kazanci.com , erişim tarihi: 01.11.2019. 206 Aynı yönde mirasbırakan (muris) tarafından yapılan muvazaalı işlemlerde de tanık delilinin tek başına yeterli görülmemesi gerektiğine ilişkin bkz. Selin Sert Sütçü, Miras Bırakanın Muvazaalı Hukuki İşlemleri ve Sonuçları, Ankara 2018, s. 189. 207 Üçüncü kişinin, bedelde muvazaa yapıldığı ve devir bedelinin aralarında yüksek belirlenip görünüşteki satış sözleşmesinde düşük gösterildiği şeklinde iddiada bulunması halinde, üçüncü kişi ve davacı devir sözleşmesinin tarafı olduğundan, bu iddianın yazılı delille ispat edilmesi gerektiği yönünde karar olarak bkz. Y. 11. HD, E. 2017/5051, K. 2018/732, T. 05.02.2018, www.kazanci.com, erişim tari- hi: 01.11.2019; Aynı yönde karar olarak bkz. YHGK, E. 1993/79, K. 1993/195, T. 05.05.1993, www.lexpera.com.tr , 01.11.2019. 208 “Temlike konu davacı payının değeri keşfen 38.470,00 TL olarak saptanmasına karşın akitteki bedel 2.000.00 TL’dir”, Y. 1. HD, E. 2016/9603, K. 2019/2980, T. 15.05.2019, www.kazanci.com , erişim tarihi: 01.11.2019; “... Davacı, dava dışı şir- kette sahip olduğu paylarını rayiç bedelinden çok düşük bedele sattığı ve bede- lin kendisine verilmediği iddiası ile dava açmıştır”, Y. 11. HD, E. 2017/5051, K. 2018/732, T. 05.02.2018, www.kazanci.com , erişim tarihi: 01.11.2019; “satış bedeli ile gerçek bedel arasında fahiş fark olduğu”, Y. 1. HD, E. 2014/7555, K. 2016/3099, T. 15.03.2016, www.kazanci.com, erişim tarihi: 01.11.2019; “... taşınmazları ger- çek değerinin çok altında bir bedelle satın aldıkları dikkate alındığında Yönetim Kurulu üyeleri ile iş ve elbirliği içinde hareket ettiklerini kabul etmek gerekti- ğinden iyiniyetli oldukları da söylenemez”, YHGK, E. 2008/7-699, K. 2008/714, T. 26.11.2008, www.kazanci.com , erişim tarihi: 01.11.2019; “... dava konusu ta-
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1