Türkiye Barolar Birliği Dergisi 148.Sayı
373 TBB Dergisi 2020 (148) M. H. Mustafa BEKTAŞ / Talip ALAN değildir. Bu çıkarım Kudüs için corpus separatum statüsünün geçerli olmadığını da göstermektedir. Zira bu statü geçerli olsaydı Kudüs’ün tamamının işgal altında olduğunu kabul etmek gerekirdi. Söz konusu kararların, işgal altındaki bölümün statüsüne etki edebilecek tedbir ve işlemlere ilişkin olması dolayısıyla, bu kararlarda yer alan “Kudüs’ün statüsü” veya “Şehir’in statüsü” ifadelerinin Yeşil Hattın doğusu yani Doğu Kudüs için ve Mütareke Ayırım Çizgileri arası bölge için kullanıldığını söyleyebiliriz. Bu statü ise, Divan’ın 2004 tarihli danışma görüşünde de belirttiği gibi “işgal altındaki toprak (ülke)” statüsüdür. Danışma görüşünün 78. paragrafına göre, Yeşil Hat ile manda yönetimi altındaki Filistin’in eski doğu sınırı arasında yer alan topraklar, 1967’de İsrail ile Ürdün arasındaki silahlı çatışma esnasında İsrail tarafından işgal edilmiştir. Bu cihetle, ulusla- rarası teamül hukukuna göre, bu topraklar İsrail’in işgalci güç statüsü- ne sahip olduğu işgal altındaki topraklardır. 298 (1971) sayılı kararın 3 ve 4 numaralı paragraflarında geçen “iş- gal altındaki bölüm” ifadeleri de Kudüs’ün tamamının ortak bir huku- ki statüye sahip olmadığı görüşünü destekler niteliktedir. 476 (1980) sayılı kararında da Güvenlik Konseyi, “Kudüs dâhil 1967’den itibaren İsrail işgali altında olan Arap topraklarının uzun süreli işgaline son vermenin ağır basan gerekliliğini yeniden tasdik ederek” Batı Kudüs’ü ayrı bir statüye koymuştur. 66 Hatta 1967 savaşının ardından alınan 242 (1967) sayılı kararda da Güvenlik Konseyi “İsrail silahlı kuvvetlerinin son çatışmada işgal edilen topraklardan çekilmesinin” gerekliliğini belirtirken, Bölünme Planı’nda gösterilen sınırlara çekilmeye çağırma- mıştır. 67 Güvenlik Konseyi 478 (1980) sayılı kararda ise, İsrail’in çıkardığı temel yasaya (basic law) rağmen “Kudüs dâhil Haziran 1967’den iti- baren işgal altındaki Filistin ve diğer Arap topraklarında” 12.08.1949 tarihli Cenevre Sözleşmesi’nin uygulanmaya devam edilebileceğini belirttikten sonra, 66 UN Security Council Resolution 476, “Territories occupied by Israel”, 30 June 1980, S/RES/476. 67 UN Security Council Resolution 242, “Land for Peace”, 22 November 1967, S/ RES/242.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1