Türkiye Barolar Birliği Dergisi 149.Sayı
98 Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında ... HMK’da sınırlamanın geniş tutulacak şekilde kaleme alınmasına engel olmuştur. Buna karşılık, Anayasa hükmü pasif bir ifade ile yazıldığı için, aleniyetin kaldırılmasını talep bakımından taraflar dışında ilgili- lerin talepte bulunabilmesinin mümkün olduğu; bunun da adil yargı- lanma hakkı çerçevesinde kaldığı düşünülmüştür. (TEKLİF m. 3) HMK MADDE 36: RET SEBEPLERİ Değişiklik öneresiyle hâkimin reddi sebepleri arasına davaya ba- kan hâkimin uyuşmazlıkta arabuluculuk ve uzlaştırmacılık yapmış olması da eklenmiştir. Maddenin ilk fıkrasının (c) bendine böyle bir ekleme yapılmasın- da, görmekte olduğu bir uyuşmazlık ile ilgili olarak daha önce arabu- lucu veya uzlaştırmacı olarak görev yapmış olan bir hâkimin, bu göre- vi sebebiyle öğrenmiş bulunduğu bilgilerin derdest davada yaratacağı etki sebebiyle davadan çekilmesinin yerinde olduğu düşüncesi etkili olmuştur. Maddeye yapılmak istenen bu eklemenin sebebi, hukuk uy- gulamamızda son yıllarda artan arabuluculuk ve uzlaştırmacılık yön- temleridir. Gerçekten de iş hukuku ve ticaret hukukundan kaynakla- nan uyuşmazlıkların pek çoğunu kapsayan arabuluculuğun dava şartı olarak düzenlenmesi, alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin etki alanlarının hukukumuzda giderek genişlemesine neden olmuştur. Meslekte belli bir kıdeme erişmiş olan avukatların hâkimlik mes- leğine geçişlerinin daha kolay gerçekleştiği son yıllarda, daha önce mevcut bir uyuşmazlıkta arabuluculuk veya uzlaştırmacı olarak görev yapmış olan avukatların aynı uyuşmazlıkla bu kez hâkim sıfatıyla gö- rev alması kuvvetle muhtemeldir. İşte ülkemizde son yıllarda artan bu gibi olasılıklar sebebiyle, hâkimin reddi sebepleri arasına davaya ba- kan hâkimin uyuşmazlıkta daha önce arabuluculuk ve uzlaştırmacılık yapması da eklenmiştir. Öte yandan gerek hâkimin yasaklılığı gerekse hâkimin reddi se- beplerinin kıyasen arabuluculuk veya uzlaştırmaya uygulanmasının güçlüğü de ortadadır. Bu nedenle açık bir düzenleme yapılması tered- dütleri de ortadan kaldırmak bakımından uygun olmuştur. 1086 sa- yılı HUMK döneminden itibaren, davada tanık, bilirkişi, hakem veya hâkim sıfatıyla yer almanın açıkça hâkimin reddi sebebi olarak düzen- lendiği dikkate alınırsa, arabuluculuğun ve uzlaştırıcılığın da ret sebe- bi olarak Kanun’a eklenmesi yerinde bir değişikliktir.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1