Türkiye Barolar Birliği Dergisi 149.Sayı
103 TBB Dergisi 2020 (149) Selçuk ÖZTEK / Sema TAŞPINAR AYVAZ / Serdar KALE Mahkemenin buradaki sorumluluğu, aydınlatma ödevinin bir ge- reği olarak kabul edilmelidir (HMK m. 31). Hâkimin böyle bir görevi yerine getirmesi, tasarruf ve taleple bağlılık ilkesine aykırı veya ay- dınlatma ödevinin kapsamı dışında görülmemelidir. Her şeyden önce, hâkim davayı belirsiz alacak davası olarak nitelemiş ve kabul etmişse, bu davanın davacıya tanımış olduğu avantajı kullanıp kullanmayacağı konusunda onu uyarması şeklindeki düzenleme, önceki dönemde da- vacının yaşadığı belirsizlik ve kaygıyı sona erdirecek niteliktedir. Zira alacağın ne zaman belirli hale geldiğini, tahkikatın ne zaman sonla- nacağını bilemeyen davacı, ilk bilirkişi raporu üzerine hemen artırma talebinde bulunmaya çalışmakta; bazen de tam tersine, sonraki raporu beklemekte ve kendisinden kaynaklanmayan sebeplerle yüksek yar- gılama giderleri riskiyle karşı karşıya kalmaktadır. Burada mahkeme- nin yaptığı şey, tasarruf ilkesini ihlal etmek değil, kendi görev alanın- da olan yargılamanın bir aşamasını, yani tahkikatı sona erdireceğini, bunu yapmadan önce iki haftalık kesin süre içinde talebini belirleme- sini davacıya bildirmekten ibarettir. Mahkemenin bu hatırlatmayı yapmasına rağmen davacının talep sonucunu belirlememesi halinde, davaya dava dilekçesindeki talep so- nucu üzerinden devam edilip hüküm tesis edilecektir. Değişiklik gerekçesinde belirtildiği üzere, belirli hale gelen alacak, hâkimin verdiği kesin sürede artırılabilecektir. İsviçre öğretisinde de kabul edilen görüş bu istikamettedir, fakat maddenin ikinci fıkrasının son cümlesinde yapılan değişiklik İsviçre hukukundan farklı bir so- nucu benimsemektedir. Nitekim İsviçre öğretisinde hâkimin verdiği süreye rağmen talep belirlenmemişse dava şartı eksikliğinden dolayı davanın reddedilmesi gerektiği belirtilmektedir. 9 Oysa hukukumuzda yapılması önerilen kanun değişikliği ile davacının talebini artırmama- sı halinde dava, İsviçre hukukunda olduğu gibi dava şartı eksikliğin- den dolayı usulden reddedilmeyecek, hâkim davacının talep sonucu- na göre hükmünü tesis edecektir. Belirsiz alacak davasında hâkimin davacıya alacağını belirlemesi için süre vermesi, yukarıda belirtildiği ve İsviçre hukukunda da ka- bul edildiği üzere hâkimin aydınlatma ödevinin gereğidir. Buradan 9 BSK ZPO, Karl Spühler, Schweizerische Zivilprozessordnung, 2. Auflage, Art. 85, Rdn.11.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1