Türkiye Barolar Birliği Dergisi 149.Sayı
105 TBB Dergisi 2020 (149) Selçuk ÖZTEK / Sema TAŞPINAR AYVAZ / Serdar KALE Bu nedenle m. 107, f. 3’te, “ kısmî eda davasının açılabildiği hallerde, tespit davası da açılabilir ve bu durumda hukuki yararın var olduğu kabul edilir ” şeklinde tanımlanan kuralda yer alan “ kısmî eda davasının açılabildiği hallerde ” şeklindeki ifadeden hareketle, hükmün sadece belirsiz alacak davasının açılabildiği hallerde işlerlik kazanabileceği biçiminde anla- şılması da olanaklı değildir. Söz konusu hükmün içeriğinin tespiti ile hangi hallerde uygulana- bileceği konusunda öğretide farklı görüşler ileri sürülmüş, bazı tered- dütler ortaya çıkmıştır. Örneğin bir görüşe göre, kısmî eda davasının açılabileceği her durumda tespit davası da açılabilir. Yani davacı kısmî eda davası ile birlikte kısmî tespit davası açabileceği gibi, kısmî eda davası yerine bütünüyle külli bir tespit davası da açabilir. Diğer bir görüşe göre ise, kısmî eda davası ile birlikte aynı zamanda kısmî tes- pit davası açılamaz; bu hükmü sadece kısmî eda davası açılabilecek hallerde, kanunda bu durumda hukuki yararın var sayılacağı açıkça öngörüldüğü için, kısmî eda davası yerine sadece alacağın tamamı için tespit davası açılabilir şeklinde anlamak gerekir. Bir başka görüşe göre ise bu hüküm, eda davası açılabilecek her durumda değil, ancak belirsiz alacak davasının koşulları oluşmuş ise işlerlik kazanabilir. An- cak bu olasılık da öğretide mantıklı bulunmamış, hükmün bu nedenle gereksiz bir düzenleme getirdiği ifade edilmiştir. Çünkü belirsiz ala- cak davasında alacağın tamamı dava edildiğine göre, zaten alacağın tamamının mevcut olup olmadığı da tespit edilecektir. Ayrıca belirsiz alacak davasında alacağın tamamı dava edildiği için, dava açılmasıyla birlikte alacağın tamamı için zamanaşımı kesilmiş olacaktır. Belirsiz alacak davası da bir tür eda davası olduğuna göre, alacaklının, ala- cağının tamamını hüküm altına aldırma olanağı mevcut iken, sadece alacağın tespitine yönelik bir dava açması makul değildir. Kaldı ki be- lirsiz alacak davası açma olanağı varken, bu dava yerine, bir tespit da- vası açılmasında hukuki yarar yoktur. Zira belirsiz alacak davası zaten eda davasının özel bir türüdür. Dolayısıyla, açılacak olan bu davada davalının alacağı ödemeye mahkûm edilebilmesi için, dava dilekçesin- de dayanılan hukuki ilişkinin bir bütün halinde tespit edilmiş olması şarttır. Belirsiz alacak davasında bu tespit zaten yapılacağına göre, ay- rıca tespit davası açılmasında hukuki bir yarar bulunduğundan söz edilemez. Hükmün getirilmesine gerekçe olarak gösterilen, “ dava dışı tutulan alacak kesimi bakımından zamanaşımı tehlikesinin bertaraf edilmesi ”
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1