Türkiye Barolar Birliği Dergisi 149.Sayı
148 Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında ... Değişikliğin sebebi, mevcut hükümde yer alan “ verildiği ” ibaresine yüklenen farklı anlamlardır. Gerçekten de mevcut hüküm farklı an- lamalara sebebiyet verecek niteliktedir. Ayrıca, verildiği andan itiba- ren işleyecek bir haftalık sürenin kısalığı bu madde sebebiyle yaşanan tereddütleri daha da artırmıştır. “ Verildiği ” anın, mahkemenin karar verdiği an olarak anlaşılıp değerlendirildiği durumlarda, bu karardan haberdar olamayan ilgili bakımından ciddi kayıplar söz konusu olabi- lecektir. Zira mahkemenin tedbir kararının kendisine tebliğ edileceği- ne ilişkin bir düzenleme mevcut hükümde bulunmamaktadır. Oluşan bu sorunun giderilmesi amacıyla, öğretide “ verildiği ” anın mahkeme kalemince kararın yazılıp tedbir talep edene verildiği an olarak anla- şılması gerektiğini söyleyen görüşler de bulunmaktadır. Değişiklik önerisiyle, var olan karmaşa giderilmek istenmiş ve ih- tiyati tedbirin icrasını talep için kanunda öngörülen sürenin ihtiyati tedbir kararının tefhimi veya tebliği ile başlayacağı hüküm altına alın- mıştır. Maddede geçen tefhim anının kısa kararın tefhimi anıyla karıştı- rılmaması gerektiği açıktır. Hukukumuzda tefhim, sadece kısa karar verilmesi ile ilişkilendirilen bir kavram değildir. Ayrıca sürelerin tef- himle başlayabileceği hususu m. 91’de açıkça hükme bağlandığından, tedbir kararının tefhimiyle sürelerin başlatılacak olmasında bir beis bulunmamaktadır. Ancak bunun için, kısa kararın gerekçeli kararın unsurlarını taşıması gerektiği hususu, özellikle Anayasa Mahkemesi- nin bu konuda verdiği hak ihlali kararları dikkate alındığında her tür- lü kuşkudan uzaktır. (TEKLİF m. 44) HMK MADDE 394: İHTİYATİ TEDBİR KARARINA KARŞI İTİRAZ Maddenin ikinci fıkrasına eklenmesi önerilen cümle ile esas hak- kında dava açıldıktan sonra ihtiyati tedbire yönelik itirazlar hakkında davaya bakan mahkemenin karar vereceği belirtilmektedir. Bu ekle- menin sebebi, dava açılmadan önce esas hakkında işi ele alan mahke- meden başka bir mahkemede ihtiyati tedbir kararı verilmiş ve itiraz sırasında işin esası incelenmeye başlanmışsa, tedbir kararına itirazın, tedbir kararını veren mahkemeye değil, işin esasını inceleyen mahke- meye yapılacağı hususunun açıklığa kavuşturulmasıdır. Bu şekilde,
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1