Türkiye Barolar Birliği Dergisi 149.Sayı
155 TBB Dergisi 2020 (149) Cenk AKİL Aşağıda önce tanık listesi genel olarak ele alınacak; daha sonra yeni (ikinci) bir tanık listesinin verilebileceği ve verilemeyeceği hâller doktrindeki görüşlere ve yargı kararlarına yer verilmek suretiyle açık- lanmaya çalışılacaktır. I. GENEL OLARAK TANIK LİSTESİ Yukarıda da belirtildiği üzere, tarafların, dilekçelerin teatisi aşa- masında tanık deliline dayandıklarını dile getirmeleri yeterli olup ayrıca tanıkların ad ve adreslerini de bildirmeleri zorunlu değildir. 4, 5 Zira henüz o aşamada taraflar arasında hangi vakıaların çekişmeli olduğu prensip olarak tespit edilmiş olmadığı 6 gibi tanık listesi, dava ve cevap dilekçesine eklenecek belge niteliğinde de değildir. 7 Bununla birlikte, mahkemenin, tanıkları davet edebilmesi için tanık gösteren tarafın, tanıkların ad ve adreslerini liste halinde mah- kemeye sunması gerekir. Bu sebeple gerek doktrinde gerekse yargı kararlarında taraflara tanık listesi sunabilmeleri için ön inceleme 8 ya- 4 Muhammet Özekes, “HMK Bakımından Dava Dilekçesinde Eksiklik Halinde Yapılması Gereken İşlemler”, DEÜHFD , C. 16, Özel Sayı 2014 (Prof. Dr. Hakan Pekcanıtez’e Armağan), s. 263 vd. 5 Nitekim Yargıtay da tarafın dava (veya cevap) dilekçesinde tanıkların ad ve ad- reslerini bildirmediği gerekçesiyle tanık dinletme talebini reddeden alt derece mahkemesi kararını bozmuştur. Bkz. 2. HD 21.01.2014, 2013/19835, 2014/1007 (Fatih Karamercan, “Medeni Usul Hukukunda Tanık ve Tanıklık”, ABD, 2018/3, s. 161). 6 Zira taraflar cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçelerinde farklı iddia ve savunma- lar ileri sürebilirler. Dolayısıyla mahkeme taraflar arasında hangi vakıaların çekiş- meli olduğunu ve söz konusu vakıaların ispatı için tanık dinletilmesinin caiz olup olmadığını bütün iddia ve savunmalar ortaya konulduktan sonra tespit edebilir. Bu ise kural olarak en erken ön inceleme aşamasında gerçekleşir (Güray Erdön- mez, “Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na Göre Delillerin Gösterilmesi ve İbrazı”, İBD, 2013/5, s. 25). Uygulamada zaman zaman derece mahkemelerinin tensip kararıyla birlikte taraflara tanıklarını bildirmeleri konusunda kesin süre verildiği görülmektedir. Yargıtay haklı olarak bu uygulamanın yanlışlığa işaret etmekte ve mahkemenin ön inceleme yaparak öncelikle uyuşmazlık konularını belirlemesini ve ondan sonra çekişmeli konularla ilgili olarak delillerin bildirilebilmesi için ta- raflara süre verilmesi gerektiğini belirtmektedir. Örneğin bkz. 22. HD 23.01.2018, 2015/20384, 2018/1043 (legalbank). 7 Ejder Yılmaz, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, 3. B., Ankara 2017, s. 1839; Erdönmez, Delillerin Gösterilmesi, s. 25; Karamercan, s. 162. 8 Bu yönde: Yılmaz, Şerh, s. 2668; Arslan/Yılmaz/Taşpınar Ayvaz/Hanağası, s. 409.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1