Türkiye Barolar Birliği Dergisi 149.Sayı
158 Yargıtay Kararları Işığında Medeni Muhakeme Hukukunda Tanık Listesi hâkimin vereceği kesin süre içinde (inkâr çerçevesinde) tanık listesi sunabilecektir. 20 Tarafların hangi hallerde yeni tanık listesi verebilecekleri 1086 sa- yılı mülga Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK) döneminde gerek doktrinde gerekse yargı karalarında tartışmalı idi. Hemen belir- telim ki, benzer tartışmalar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) yürürlüğe girdikten sonra da devam etmiştir. Aşağıda yeni ta- nık listesi verme yasağına dâhil sayılan haller ile bunların istisnaları gerek doktrinde gerekse yargı kararlarında ileri sürülen (farklı yönde- ki) görüşlere de yer verilmek suretiyle ortaya konulmaya çalışılacaktır. II. Yargı Kararları ve Doktrindeki Görüşler Işığında Yeni Tanık Listesi Verilebilen ve Verilemeyen Hâller A. Farklı vakıalar için yeni tanık listesi verilip verilemeyeceği Yukarıda tanık listesinin “belli bir vakıanın” ispatı amacıyla veril- diğine değinmiştik. Bu husus Kanun’da (m. 240, f. 2, c. 1) tanık göster- mek isteyen tarafın, “ tanık dinletmek istediği vakıayı” içeren listeyi mah- kemeye sunacağı belirtilmek suretiyle (dolaylı olarak) ifade edilmiştir. Bu nedenle, doktrinde, farklı bir vakıanın ispatı için ayrı bir tanık liste- si verilebileceği ifade edilmiştir. 21 Yargıtay da eski tarihli bir kararında bu hususa şu sözlerle dikkat çekmiştir: 20 Yılmaz, Şerh, s. 2668. 21 İlhan Postacıoğlu, Medeni Usul Hukuku, 6. B., İstanbul 1975, s. 649; Bilge Umar, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, 2. B., Ankara 2014, s. 762; Üstündağ, s. 737, dn. 4; Şanal/Börü/Toraman/Kodakoğlu, s. 559. Yargıtay’ın konuya ilişkin bir ka- rarında şu sözlere yer verilmiştir: “Davalı-davacı koca tarafından açılan boşanma davası 11.03.2010 tarihinde davacı-davalı kadın tarafından açılan ilk dava dosya- sı ile birleştirilmiş; birleşen dava dosyası için taraflara delillerini sunmaları için 11.03.2010 tarihinde süre verilmesi üzerine davalı-davacı koca 29.03.2010 tarihli dilekçesiyle kendi açtığı boşanma davası için tanık bildirmiştir. Mahkemece ikinci tanık listesi verilemeyeceği gerekçesiyle tanıkların dinlenmesi talebi reddedilmiştir. Davalı-davacı kocanın kendi davasının ispatı için vermiş olduğu 29.03.2010 tarihli tanık listesi ikinci tanık listesi yasağına (1086 s. HUMK. md. 274, 6100 s. HMK. md. 240) tabi değildir. Birleştirilmiş bile olsa, tarafların her dava için ayrı ayrı delil ve tanık listesi vermesine yasal bir engel bulunmamaktadır. Bu nedenle, davalı-dava- cı kocanın kendi açtığı dava için gösterdiği tanıkları dinlenmeden karar verilmesi adil yargılanma hakkı (TC. Anayasası md. 36) kapsamındaki “hukuki dinlenilme hakkı” nın (HMK. md.27) kısıtlanması sonucunu doğuran eksik incelemeyle veril- miş karar niteliğinde olup; bozmayı gerektirmiştir...” 2. HD 25.10.2011, 2010/11672, 2011/16946 (legalbank). Doktrinde, haklı olarak, karara konu karşı davaya benzer şekilde davaların birleştirilmesi, davaların yığılması gibi durumlarda dava konusu- na değil de vakıaya bakılarak yeni tanık listesinin verilip verilemeyeceğinin belir- lenmesi gerektiği ifade edilmiştir. Bkz. Atalay, Pekcanıtez Usul, s. 1893.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1