Türkiye Barolar Birliği Dergisi 149.Sayı
166 Yargıtay Kararları Işığında Medeni Muhakeme Hukukunda Tanık Listesi G. Karşı tarafın rızası ile yeni tanık listesi sunulup sunulamayacağı Yukarıda tanık listesinin kural olarak mahkeme tarafından belirle- nen kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiğini belirtmiştik. Acaba taraflardan biri yargılamanın ilerleyen aşamalarında karşı ta- rafın rızası ile yeni bir tanık listesi sunabilir mi? Belirtmek gerekir ki, bu konu doktrinde ve yargı kararlarında özellikle delil sözleşmeleri (HMK m. 193, f. 1) bağlamında ele alınmıştır. Nitekim, bir görüşe göre, karşı tarafın tanık dinletilmesi konusun- daki rızasının HMK m. 193, f. 1 uyarınca tutanağa geçirilerek altının ta- raflarca imzalanması durumunda taraflar arasında bir delil sözleşmesi akdedilmiş olur ve tanık dinlenebilir. 47 Buna karşılık, egemen görüşe göre yeni tanık listesi verilmesi ya- sağının delil sözleşmesi vasıtasıyla aşılması mümkün değildir. 48 Bu gö- rüşün temsilcilerinden Yılmaz yeni tanık listesi verme yasağının kamu düzenine ilişkin olduğunu ve bu nedenle söz konusu yasağın delil söz- leşmesine de konu olamayacağını vurgulamıştır. 49 Kuru ise yeni tanık listesi verme yasağının delil sözleşmesi ile bir ilgisi bulunmadığını, delil sözleşmelerinin taraflara; yeni tanık listesi verme yasağının ise mahkemeye hitap ettiğini dile getirmiştir. 50 Yargıtay’ın karış tarafın muvafakatiyle tanık dinletilip dinletile- meyeceği konusundaki görüşü ise zamanla değişlik göstermiştir. Ni- tekim, Yargıtay eski tarihli bir kararında 51 şu sözlere yer vermiştir: “Davada davacı zilyetliğe dayanmaktadır. Dava konusu taşınmazın keşfi 3.4.1974 tarihinde yapılmış ve mahalli bilirkişiden ayrı iki şahit dinlenmiş- tir. Bu keşifte bilirkişi dava konusu taşınmazda 35 seneye varan zilyetlik bu- 47 Bilge Umar, “Delil Anlaşmaları”, İÜHFM 1963, 18/3-4, s. 857-859; Umar, Şerh, s. 763. Taşpınar’a göre ise karşı tarafın tanık dinlenmesine rıza göstermesi aslın- da hâkimin katılım olmadan gerçekleşmediği, bu konudaki beyanın mahkeme- ye yöneltilmesi gerektiği ve onun bir kararını gerektirdiği için (delil) sözleşmesi sayılamaz. Bu rıza “muvafakat beyanı” olarak nitelenebilir. Bkz. Sema Taşpınar, Medeni Yargılama Hukukunda İspat Sözleşmeleri, Ankara 2001, s. 195. 48 Postacıoğlu, Şahit Listesi, s. 1085; Postacıoğlu, Usul, s. 648-649; Kuru, Usul III, s. 2590; Kuru, Ders Kitabı, s. 301; Yılmaz, Şerh, s. 1196; Atalay, Pekcanıtez Usul, s. 1889. 49 Kuru, Usul III, s. 2588; Yılmaz, Şerh, s. 2676; Erişir, s. 214. 50 Kuru, Usul III, s. 2590. 51 YHGK, 24.9.1980, E. 1978/1031, K. 1980/2154 (hukukturk).
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1