Türkiye Barolar Birliği Dergisi 149.Sayı

168 Yargıtay Kararları Işığında Medeni Muhakeme Hukukunda Tanık Listesi f. 2’de düzenlenen durumda delil sözleşmesinin akdedilmemiş olduğu kabul edilse dahi yeni tanık listesi verildiğinden bahsedilemez. Bize göre söz konusu hüküm sadece süresi içinde verilen tanık listesinde senetle ispatı gereken bir hususun tanıkla ispatlanmak istenmesi durumunda gündeme gelecektir. Daha açık ifadeyle burada yeni bir tanık listesi veril- memekte; mevcut tanık listesinde gösterilen tanık(lar) vasıtasıyla aslında senetle ispatı gereken bir husus ispatlanmak istenmektedir. H. Hiç tanık listesi vermeksizin tanık dinletilip dinletilemeyeceği Tanıklar prensip olarak davetiye ile çağrılıp dinlenir (HMK m. 243). Bununla birlikte, Kanun’da gerek davetiye gönderilmeden ge- rekse verilen kesin süre içerisinde mahkemeye bildirilmeyen tanıkla- rın dahi duruşmada hazır bulundurulmak suretiyle dinletilmesine de olanak tanınmıştır. 55 Hemen belirtelimki, Tasarı’da yer almayan bu hükümbir önergey- le kabul edilerek kanunlaşmıştır. Anılan düzenleme doktrinde haklı olarak çeşitli bakımlardan eleştirilmiştir. Buna göre, her şeyden önce Kanun’un genel sistematiğini bozan bu düzenleme kötüye kullanıl- maya müsaittir. Şöyle ki, tanık listesinin tanıklar henüz dinlenmeden mahkemeye sunulması sayesinde karşı taraf da tanıkların kimler oldu- ğunu ve hangi vakıalar hakkında dinleneceklerini öğrenebilme imkânı elde etmektedirler. Buna karşılık, tanıkların önceden mahkemeye ve karşı tarafa haber verilmeksizin duruşmada hazır bulundurulmaları durumunda karşı taraf, tanıkların güvenilirliği hakkında bilgi edine- bilmek ve onlara duruşmada sorulacak soruları hazırlayabilmek için ihtiyaç duyduğu zamanı bulamayacaktır. Bu nedenle, mevcut düzen- leme karşısında mahkemenin duruşmada hazır bulunan tanıkların kimliklerini ve hangi vakıa hakkında dinleneceklerini tutanağa ge- çirdikten sonra karşı tarafın talebi hâlinde onları bir sonraki celsede dinlemesi uygun olacaktır. 56 Diğer yandan bahsi geçen düzenlemenin başka bir olumsuz yanı da kesin süreyi kaçırmakta kusurlu olup olma- dıkları dikkate alınmaksızın tarafa duruşmada hazır bulunan tanıkları dinletme imkânı tanıması ve kesin sürenin yargılama hukuku bakı- mından disipline edici etkisini ortadan kaldırmasıdır. 55 Bkz. HMK m. 240, f. 1. 56 Erdönmez, Delillerin Gösterilmesi, s. 37.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1