Türkiye Barolar Birliği Dergisi 149.Sayı

195 TBB Dergisi 2020 (149) Deniz ÇELİK / Işıl PAKİŞ le kabul edilen görüş şu şekildedir. Çocuklarda onam alınırken kesin bir yaş sınırı belirlenmemeli ve somut olaydaki duruma göre çocuğun ruhsal gelişimine bakılmalıdır. Çocuğun, tıbbi müdahaleye karar ver- me anındaki yaşı, kabiliyetleri, deneyimleri, eğitim düzeyi, olgunluğu ve muhakeme yeteneğine göre tıbbi müdahaleye onam verip vereme- yeceğine bakılmalıdır. Bununla birlikte somut olaydaki tıbbi müdaha- lenin sonuçlarını ve tıbbi müdahaleye ilişkin diğer hususları anlayıp anlamadığı da göz önünde bulundurulmalıdır. Yine genellikle kabul gören görüşe göre 15 yaşından küçük çocuklar açısından rıza yeteneği kabul edilmez ve tıbbi müdahaleye onam yasal temsilcisi aracılığıyla yapılır. 27 Hasta Hakları Yönetmeliği madde 24’de; “Tıbbi müdahalelerde hastanın rızası gerekir. Hasta küçük veya mahcur ise velisinden veya vasisinden izin alınır. Hastanın, velisinin veya vasisinin olmadığı veya hazır bulunamadığı veya hastanın ifade gücünün olmadığı hal- lerde, bu şart aranmaz. Kanuni temsilcinin rızasının yeterli olduğu hallerde dahi, anlatılanları anlayabilecekleri ölçüde, küçük veya kısıtlı olan hastanın dinlenmesi suretiyle mümkün olduğu kadar bilgilendirme sürecine ve tedavisi ile ilgili alınacak kararlara katılımı sağlanır.” denilerek mümkün olduğu kadar çocukların da bu sürece dâhil edilmesi gerektiği yer almaktadır. 28 Ayırt etme gücü olmayan büyükler söz konusu olduğunda hasta- nın veli ya da vasinin tıbbi müdahaleye verdiği onam yeterli olacak- tır. 29 2.a.2. Rızanın Müdahalede Bulunmaya Yetkili Kişilere Yöneltilmiş Olması Gerekmektedir Rıza, tıbbi müdahaleyi gerçekleştirecek olan hekime yöneltilmeli- dir. 30 27 Hakeri (2017), s.249. 28 Hasta Hakları Yönetmeliği. 29 Oral, s.198; Ebru Atıcı Sevindik, Hekimin Meslek Hatalarından Kaynaklanan Hukuksal ve Cezai Sorumluluğu, ( Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi ), Adana, 2006, s.14. 30 Oral, s.198.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1