Türkiye Barolar Birliği Dergisi 149.Sayı

267 TBB Dergisi 2020 (149) İlke GÖÇMEN Konuyla ilgili üç ön tespit yapılabilir. Birincisi, yukarıda da belir- tildiği gibi, 1982 Anayasası ve özellikle 90. maddesi, OKK’ların, dolayı- sıyla 1/95 sayılı OKK’nın da, kendi kendine icra edilebilirliği hakkında bir düzenleme içermemektedir ve üst mahkemeler de –tespit edilebil- diği kadarıyla– bu konuyu henüz açıklığa kavuşturmamıştır. İkincisi, 1982 Anayasası ve özellikle 90. maddesi, OKK’ların kendi kendine icra edilebilirliği ile ilgili olarak, yukarıdaki doktrin alıntılarının çeşitliliği- nin de işaret ettiği gibi, yukarıdaki iki görüşteki gibi yoruma da imkân tanıyor gözükmektedir. 67 Üçüncüsü, kendi kendine icra edilebilirlik iki aşamalı bir incelemeyi gerektirir: 68 (i) İlgili hukuk kaynağı, (ii) ilgili hukuk kaynağının hükmü bu niteliği taşıyor olmalıdır. Bu arka planda, OKK’lar ve dolayısıyla 1/95 sayılı OKK, Türk hu- kukunda, kendi kendine icra edilebilir nitelik taşır ve ilgili hükmü de bu nitelikteyse somut uyuşmazlıkta Türk mahkemeleri önünde ileri sürülebilir, denilebilir. İlk aşama bakımından OKK’ları Ankara Anlaş- ması ile birlikte ele almak gerekir. Buna göre, usulüne uygun olarak yürürlüğe konmuş uluslararası anlaşmalar, örneğin Ankara Anlaş- ması, 1982 Anayasası md. 90(5) uyarınca “kanun hükmünde” oldu- ğuna göre, bir hukuk kaynağı olarak kendi kendine icra edilebilir ni- telik taşıyor olsa gerekir. 69 Bu noktada, OKK’ları, kaynağını Ankara Anlaşması’ndan aldıklarına göre, ondan ayrı düşünmemek gerekir. Başka bir ifadeyle, ortaklığı kuran Ankara Anlaşması (ve geçiş döne- 67 Bkz. dn. 38. 68 Örneğin Tekin Apaydın’a (2018) göre: “…Self-executing nitelikte olup olmama, konu uluslararası andlaşmaya ve onun hükümlerine ilişkin bir özellik[tir.]” Tekin Apaydın, dn. 27, s. 549. Ayrıca bkz. Sur, dn. 45, s. 58. 69 Bkz. Pazarcı, dn. 41, s. 25, 28. Örneğin Tezcan (2017), OKK’ların kendine icra edi- lebilir olup olmadığı tartışmasına girişmemişse bile, kendisine göre 1982 Anaya- sası md. 90(5), “anlaşmaların Türk hukuk düzeninde ilkesel anlamda doğrudan etki doğurmasının yolunu açmaktadır”. Tezcan, dn. 28, s. 90. Örneğin Acer ve Kaya’ya (2019) göre: “…Türkiye’deki mahkemeler, uluslararası antlaşmaları […] Türk yasaları ile beraber uygulayabilecekler[dir]”. Acer & Kaya, dn. 24, s. 41. Örneğin Sur’a (2018) göre: “andlaşma onaylanıp usulüne göre yürürlüğe konul- duğunda yasa gücünde olup tüm ulusal merci ve kişileri bağlar”. Sur, dn. 45, s. 61.”publisher”:”Beta Yayıncılık”,”publisher-place”:”İstanbul”,”title”:”Uluslarara sı Hukukun Esasları”,”author”:[{“family”:”Sur”,”given”:”Melda”}],”issued”:{“d ate-parts”:[[“2018”]]}},”locator”:”61”}],”schema”: ”https://github.com/citation- style-language/schema/raw/master/csl-citation.json”} Örneğin Gözler’e (2017) göre Türkiye’de “…yürürlüğe konulmuş uluslararası andlaşmaları, mahkemeler ve idari makamlar aynı bir kanun gibi uygulamak zorundadır”. Kemal Gözler, İnsan Hakları Hukuku , Ekin Basım Yayın Dağıtım, Bursa, 2017, s. 115.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1