Türkiye Barolar Birliği Dergisi 149.Sayı

39 TBB Dergisi 2020 (149) Murat AÇIL sisteminde koalisyonlarla karşılaşılıp karşılaşılmayacağına ilişkin bazı tahminlerde bulunulacaktır. Öncelikle, yeni hükümet sisteminin, yasama ile yürütme erkleri arasındaki işbirliğini teşvik edecek güçlü kontrol-denge mekanizma- larından yoksun olduğu tespitinde bulunmak mümkündür. Sistem, Cumhurbaşkanı’nın partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) çoğunluğu sağlayamaması durumunda meydana gelebilecek tıkanıklıkları çözüme kavuşturma düşüncesi üzerine inşa edilmiştir. Öte yandan, bu amacı gerçekleştirebilmek için Cumhurbaşkanı ve TBMM’yi birlikte hareket etmeye zorlayacak mekanizmalar oluştur- mak yerine, Cumhurbaşkanı’na tek taraflı stratejiler izlemesini sağla- yacak güçlü anayasal yetkiler tanınmıştır. Cumhurbaşkanı ile TBMM arasındaki güç dengesi açısından dört yetki özel önem arz etmektedir. İlk olarak, Cumhurbaşkanı, yürütme alanına ilişkin konularda, daha önce kanunla düzenlenmemiş bir ala- nı Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile ilk elden düzenleyebilecektir. Her ne kadar, Cumhurbaşkanlığı kararnameleri normlar hiyerarşisin- de kanunların altında yer alsa ve münhasıran kanunla düzenlenmesi gereken veya kanunda açıkça düzenlenen konularda Cumhurbaşkan- lığı kararnamesi çıkarılamayacağı öngörülmüş olsa da, bu yetkinin TBMM’deki muhalif bir çoğunluğu etkisizleştirmek için kullanılma- sı ihtimali her zaman bulunmaktadır. Partisi parlamentoda azınlıkta kalan Cumhurbaşkanı, destek oranını artırmak için bakanlıkları diğer partilerle paylaşmak yerine programını kararnameler yoluyla hayata geçirmeyi tercih edebilecektir. Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin TBMM onayına tabi olmaması ve kararname yetkisinin sınırları nok- tasındaki muğlaklıklar, bu yetkinin sık bir şekilde ve TBMM’yi devre dışı bırakmak üzere kullanmasına yol açabilecektir. TBMM’nin aynı konuda kanun çıkarması durumunda Cumhurbaşkanlığı kararna- mesinin hükümsüz hale gelecek olması ve Anayasa Mahkemesi’nin kararnameler üzerindeki denetim yetkisi de bu olumsuzlukları gider- mek açısından yeterli olmamıştır. Gerek TBMM’nin aynı konuda yeni bir kanun çıkarması gerekse Anayasa Mahkemesi’nin kararnameye ilişkin gerçekleştireceği denetim uzun zaman alabileceğinden, ana- yasaya aykırı veya TBMM’nin tasvip etmeyeceği kararnameler, belki de yıllarca yürürlükte kalmaya devam edecektir. Kaldı ki, kanunların aksine, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin çıkarılması için uzun bir

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1