Türkiye Barolar Birliği Dergisi 149.Sayı

90 Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında ... edilmesi mümkün değildir. Bu nedenle değerli yazarların aksi yönde olan ve gerçeği asla yansıtmayan eleştirilerine bir anlam verememekte ve sonuçta ilkelere, sistematiğe ve kavramlara asla dokunmadığı tartı- şılamayacak kadar açık olan bir kanun değişikliğinin neden hakareta- miz ve aşağılayıcı ifadeler kullanılmasından dahi sakınılmayan ölçüde şiddetli ve zaman zaman neredeyse nefret içeren bir kızgınlığa yol aç- tığını doğrusu anlayamamaktayız. 2) Değerli yazarların katılamadığımız bir diğer eleştirisi de deği- şikliklerin “ mahkeme ve hâkim merkezli ” olması yönündeki eleştiridir. Hemen akabinde de “ Esasen avukatların ve baroların konuyla ilgili olarak kurumsal görüşünün alınmaması da bunun bir yansıması olarak karşımıza çıkmaktadır ” denmiştir. Baroların ve Türkiye Barolar Birliği’nin görüşlerinin alındığı ve bu görüşlerin kimi zaman değişiklikleri onaylama kimi zaman da eleştir- me yönünde olduğu birkaç satır önce açıklanmıştır. Yazarların bu eleştiri çerçevesinde kullanmış oldukları “ Mahkeme ve hâkim merkezli ” terimi iddialı ve efsunkâr olmakla birlikte muğlak olup, yargılamanın sevk ve idaresini asli görev olarak hâkime bırakan (HMK m.32) bir medeni usul kanununda yapılması önerilen değişik- liklerin “ yargının diğer bileşenlerinden çok, mahkeme odaklı ” olmasıyla neyin kastedildiği (davada hâkime geniş yetki verilmesi?) 5 pek anla- şılamamaktadır. Kaldı ki, Bilim Komisyonunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun aksayan yönlerinin tespit edilmesi ve çözüm bulunması çerçevesindeki görevi gereği, Kanun’un sistematiği, dokusu ve temel yapısına dokunulmadan uygulamada ortaya çıkan sorunlar ele alın- mıştır. Nitekim Sayın Prof. Dr. Muhammet Özekes de Bakanlığa gön- derdiği görüş yazısının ilk sayfasında haklı olarak bu hususa işaret etmiştir: “ Öncelikle belirtmek gerekir ki, Tasarı Taslağı’nın HMK’nın ge- nel çerçevesini ana yapısını bozmadan… düzeltmeler yapması, … yerinde ve olumludur. ”. 3) Değerli yazarların eleştiri yazısında, alelacele yapılan kanun değişikliklerinin daha sonra tekrar tekrar değiştirilmeye çalışıldığı, örneğin alelacele konkordato hükümlerinin kabul edildiği, ardından komiserlerin yetersiz olduğu görülerek eğitime tâbi tutulmaları gere- 5 Saim Üstündağ, Medeni Yargılama Hukuku, 6. Bası, İstanbul 1997, s.9 vd.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1