Türkiye Barolar Birliği Dergisi 150.Sayı

150 İstanbul Sözleşmesi ve Yargısal İçtihatlar Açısından Eş Kavramının Değerlendirilmesi kemesi, insan haklarına ilişkin uluslararası anlaşmaları, kararlarında “destek ölçü norm” olarak kullanmakta, anayasa hükmüymüş ya da anayasanın bazı maddelerinin açıklamasıymış gibi görmektedir. 43 Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni tanımlarken insan haklarına saygılı bir devlet olduğunu açıkça kabul ettiği ve Anayasa’nın kanun önünde eşitlik başlıklı 10. maddesinde herkesi kanun önünde eşit saydığı göz önüne alındığında İstanbul Sözleşmesi’yle iç hukuka dahil olan partnerlik, imam nikahı ile evlilik ve fiili birlikteliklerin TCK kapsamında eşe karşı işlenen suçlar başlı- ğı altında değerlendirilerek yaptırıma tabi tutulması zorunluluğunu beraberinde getirmektedir. 44 45 Ayrıca burada şu yaklaşımın da geti- rilmesi mümkündür. Evliliğin bir sözleşme olarak değerlendirildiği doktrinin ağır basan görüşü dikkate alındığında, kanun koyucunun sözleşme serbestisi ilkesi çerçevesinde bazı sözleşmeleri şekil şartla- rına bağlaması ve birtakım hukuki sonuçlar öngörmesi kanun koyu- 43 Çolaker, s. 27. 44 “Genel anlamda uluslararası hukuk ve özelde uluslararası anlaşmaların iç hukuk ile ilişkisi konusunda ikici ve tekçi olmak üzere iki sistem geçerlidir. İkici sisteme göre; uluslararası hukuk ile ulusal hukuk birbirinden farklı iki alanı ifade etmekte olup birinde var olan kuralın diğerinde geçerli olabilmesi için ya açıkça bir yollama ya da bir aktarım işleminin yapılması gerekmektedir. Bu anlayışa göre, uluslararası hukukun iç hukuka uygulanabilmesi için bunların idari makamların ya da yasama organının bir tasarrufu ile iç hukuka aktarılması gerekir. Tekçi sistemde ise; uluslararası hukuk ile iç hukuk bir bütünün parçalarını ifade etmekte olup tek bir hukuk düzeni söz konusudur. Bu anlayışa göre, uluslararası hukuk alanında usulüne göre oluşturulan kural, doğrudan ulusal kurallar arasındaki yerini alır ve aldığı yere göre de uygulanır. Türkiye’nin hukuk düzeninde de bu sistem geçerlidir”. Ahmet Durak Bilgin, “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin İç Hukuktaki Yeri”, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi , C.22., S.1., s84. (https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/274329 Erişim Tarihi:04.08.2020), İbrahim Şahbaz, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin Türk Yargı Sistemindeki Yeri, Türkiye Barolar Birliği Dergisi , S.54, 2004, s.178 (http://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m2004-54-66 Erişim Tarihi:04.08.2020), Samet Talha Tekçe, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve İstanbul Sözleşmesi’nde Kadına Karşı Şiddeti Önleme Mekanizmaları ve Türkiye, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi, İstanbul 2019, s. 98-99. (Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığı Ulusal Tez Merkezi Erişim Tarihi: 04.08.2020). Bu bilgiler ışığında, “Tekçi Sisteme” sahip Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın usulüne uygun olarak kabul edilen uluslararası metinlerin anayasanın da üstünde olduğu kabul edilmelidir. Bunun nedeni, toplum sözleşmesi ile yasa yapma yetkisinin yasama organına verildiği ve anayasanın da bu toplum sözleşmesinin temel normu olduğu gerçeği karşısında uluslararası bir erk tarafından oluşturulan metinlerin yasama organı tarafından uygun bulunduğu an toplum sözleşmesindeki yasa yapma yetkisi uluslararası bir erke devredilmiş olacağı düşüncesinden kaynaklanmaktadır. 45 Cankurt.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1