Türkiye Barolar Birliği Dergisi 150.Sayı

190 Türkiye’de Uygulanılan Genel Sağlık Sigortasının Salgın Hastalıklar Karşısında Önemi Vakıflarından ya da belediyelerden sağlık hizmeti veren kurumlarca isteneceği, sağlık hizmet bedelinin ödenmesi talebi kendilerine ulaşan ilgili belediye veya sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfınca yapıla- cak araştırma çerçevesinde ödeme gücü bulunmadığı tespit edilenlerin acil sağlık hizmeti bedellerinin bu kurumlarca ilgili sağlık kuruluşuna ödeneceği belirtilmiştir. Ödeme gücü bulunduğu tespit edilenler için ise bu durum ilgili sağlık kuruluşuna bildirilerek, hizmeti alan tarafın- dan ödemenin yapılması sağlanması öngörülmüştür. Bu çerçevede Kovid-19 hastalığına yakalanan bir Genel Sağlık Si- gortalısının sağlık hizmeti için başvurduğu sağlık kuruluşu bu kişinin sigortalı olup olmadığına bakmaksızın doğrudan sağlık hizmetini su- nacaktır. Hizmet verildikten sonra da genel sağlık sigortalıları bakı- mından 30 gün prim ödeme şartı aranmaksızın hastalıkla ilgili olarak aldığı tedavi ücreti Kurum tarafından karşılanacaktır. Genel Sağlık Sigortalısı sayılabilmesi için yukarıda anlatıldığı üzere 5510 sayılı Kanun’un 60. maddesinde belirtilen statülerden biri içerisinde olmak yeterlidir. Bu bağlamda test yaptırmak suretiyle ha- nede kişi başına düşen gelir asgari ücretin üçte birinden az olanlar test yaptırmak suretiyle hiçbir prim ödemeden genel sağlık sigortalısı sa- yılıp sağlık hizmeti alabilecektir. Bir şekilde bu testi yaptırmayan veya başka hiçbir sosyal güvencesi olmayanlar ise ödeme güçleri bulunma- dığını beyan etmeleri kaydıyla aldıkları acil sağlık hizmetleri ilgili be- lediye veya sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfı tarafından karşı- lanacaktır. Mevcut hükümlerden anlaşıldığı üzere acil hal kapsamında hizmet alan kişiden tedaviden sonra ücret talep edilebilmesi için bu kişinin genel sağlık sigortalısı sayılmaması ile ücreti ödeyebilecek mali gücünün bulunması gibi istisnai şartların bir arada gerçekleşmesi ge- rekmektedir. Görüldüğü üzere salgın hastaklılar gibi ödeme gücüne bakılmaks- zın herkese sağlık hizmetlerinin sunumu gereken hallerde Kovid-19 ‘un acil haller içerisine alınması suretiyle yerinde bir adım atılmıştır. Bununla birlikte düzenleyici hükümlerin tebliğ, yönetmelik, genelge ve kanun gibi farklı yerlerde bulunması vatandaşların daha iyi hakla- rını anlayabilmesi açısından zorluk teşkil etmektedir. Bu hükümlerin 5510 sayılı Kanun içerisinde bir bütün halinde düzenlemesi hukuk tek- niği açısından da yerinde olacaktır.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1