Türkiye Barolar Birliği Dergisi 150.Sayı

223 TBB Dergisi 2020 (150) Asım KAYA Bu nedenle her iki tanım birbirine karışmaktadır. 108 Bir görüşe göre, olası kasıt bakımından belirleyici unsur, olası kastta fail ulaşmaya gay- ret ettiği hedefe ulaşmak uğruna kanuni tanıma uygun bir eylemin gerçekleşme olasılığına katlanmaktadır. Bilinçli taksirde ise neticenin meydana gelmeyeceğine yükümlülüklerine aykırı bir şekilde güven beslemektedir. 109 Bir görüşe göre de kasıt ve taksir arasındaki ayrımın sadece “isteme unsuru” açısından yapılamayacağı, “bilme unsuru” bakımından da kasıt ve taksir arasında farklar olduğu savunulmakta- dır. Bu düşünceye göre, taksirin modern dogmatik anlayışının bir neti- cesi olarak, taksir kasıttan ayrı bir özellik göstermesi nedeniyle, taksirli suçlar kasıtlı suçlardan ayrı ele alınmalıdır. 110 Gayeye ulaşmak için olursa olsun düşüncesiyle hareket edilmesi halinde olası kast, yükümlülüklere aykırı bir şekilde yeteneğe güve- nilerek eylemin gerçekleştirilmesi, failin olursa olsun düşüncesini ta- şımaması halinde ise bilinçli taksir söz konusu olacaktır. Görüldüğü üzere olası kastta doğrudan istemediği neticeyi kabullenmesi söz ko- nusudur. 111 Ceza hukuku bakımından somut olayın gerçekleşme şekli 108 Veli Özer Özbek/Koray Doğan/Pınar Bacaksız/İlker Tepe, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, Seçkin, B. 9, Ankara, 2018, s. 485. 109 Kayıhan İçel/Füsun Sokullu Akıncı/İzzet Özgenç/Adem Sözüer/Fatih S. Mah- mutoğlu/Yener Ünver, Suç Teorisi Suç Kavramına İlişkin Genel Bilgiler Suçun Yapısal Unsurları Suçun Özel Oluşum Biçimleri, Beta, B. 2, İstanbul, 2000, s. 245- 246, Ali Parlar, Muzaffer Hatipoğlu, Kast ve Taksir Temel İlkeler Tanımlar-Uy- gulama Alanı, Seçkin, B. 2, Ankara, 2010, s. 340-341. Olası kast ve bilinçli taksir hakkında ayrıntılı görüşler için bkz. Parlar/Hatipoğlu, s. 340-344. 110 Bu görüş, taksiri bir kusur formu olmak yerine kendi başına bir suç çeşidi olarak nitelendirmektedir. Bu görüşe göre, taksir de kasıt gibi cezalandırılabilir insan dav- ranışının tamamen farlı bir tipini oluşturmaktadır. Ayrıca, taksirli suçları sadece kusur altında kasıtlı suçlardan ayırarak inceleyerek “maddi unsurlar” ve “tipiklik” konusunda kasıtlı suçlarla aynı şekilde ele almak başarılı bir teorik yapıya ulaşmak için uygun değildir. Bkz. Keçelioğlu, s. 59, 64, 208-209. Doktrinde yer alan bir görüşe göre, kast ve taksirin ortak paydası her ikisinin de “haksızlık” içeriğine sahip olma- sıdır. Ancak, kastta, hukuk normunun yasaklamış olduğu netice istenmekte iken, taksirde bu netice istenmemektedir. Bkz. Özen, Ceza Hukukunda Taksir, B. 4, s. 338. 111 Doktrinde bir görüşe göre, olursa olsun anlayışı olası kastı, meydana gelmeyece- ğine güvenerek hareket bilinçli taksiri meydana getiriyor. Bu görüşe göre, “inşal- lah çarpışmayız” diyerek hatalı sollama bilinçli taksir, Karşıdan araç geldi, gördü, “kaza yaparsam yapayım” dedi ve gaza basarak devam etti ve kaza yaptı ise olası kast söz konusudur. Bkz. Keçeligil, s. 184. Onur Yiğit, Yargıtay Kararları Işığında Taksirli Suçlar, Yetkin, Ankara, 2014, s. 35. Bilinçli taksiri aslında kastın bilme ve isteme olmak üzere iki unsuru olduğu yönündeki klasik suç teorisinin etkisiyle ortaya atılmış bir kavram olarak gören ve iradeyi kastın bir unsuru olmadığını kabul eden görüşün bilinçli taksir hakkındaki değerlendirmesi için bkz. İzzet Öz- genç, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, Seçkin, B. 11, Ankara, 2015. s. 284.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1