Türkiye Barolar Birliği Dergisi 150.Sayı
239 TBB Dergisi 2020 (150) Asım KAYA SONUÇ: Sonuç olarak taksirle yaralama ile sonuçlanan iş kazalarında “asıl işveren”in cezai sorumluluğuna gidilebilmektedir. Taksire ilişkin teo- rilerden öngörebilme teorisini uyuşmazlıkları çözmede sıklıkla uygu- lanabilmektedir. Taksirin unsurları; fiilin taksirle işlenebilen bir suç ol- ması, hareketin iradi olması, neticenin iradi olmaması, dikkat ve özen yükümlülüğünün yerine getirilmemesi, neticenin öngörülebilir olması ve hareket ile netice arasında nedensellik bağının bulunmasıdır. Olay- da belirtilen unsurların tamamı incelendikten sonra asıl işverenin so- rumlu olup olmadığı tayin edilmelidir. Bu tespitte sorumluluğa ilişkin sözleşme hükümleri de incelenmelidir. Kanaatimizce, yeni tip korona- virüs salgını döneminde, koronavirüsten korunmaya ilişkin tedbirle- rin alınmasında hangi işverenin sorumlu olacağı önem arz etmektedir. Bu önlemlerin alınmaması halinde işçinin bu salgın hastalığa yakalan- ması durumunda, taksirle yaralama suçuna ilişkin şartların oluşması halinde asıl işveren sorumlu olabilecektir. Asıl işverenin cezai bakımdan sorumlu olabildiği bazı durumlar- da, mağdur veya başka bir kişinin kusuru da taksirle yaralamaya neden olmuş olabilir. Bu durumda her fail neden olduğu taksirle yaralama suçundan kusuru oranında sorumlu olacaktır. Taksirle yaralama suçu- na iştirak mümkün değildir. Birden fazla kişinin yaralandığı durum- larda taksirle yaralama suçunu düzenleyen Türk Ceza Kanunu’nun 89’uncu maddesinde yer alan özel hüküm uygulanmalıdır. Taksirle yaralama suçunda basit taksir ve bilinçli taksir ayrımına dikkat edilmelidir. Çünkü, bilinçli taksir olması halinde faile verilecek ceza daha ağır olacaktır. Doktrinde, bilinçli taksir ve olası kastı aynı gören yaklaşımlar olsa da bilinçli taksir olası kasttan farklıdır. Ancak, iş kazalarında bu farklılığın tespiti kolay değildir. Önem arz eden di- ğer bir husus ise soruşturma ve kovuşturmada başvurulan bilirkişi ra- porlarıdır. Bilirkişi raporu kavramını hem iş çi sağlığı ve iş güvenliği bakımından bilirkişi raporu hem de sağlık bakımından doktor raporu olarak ele almak gerekir. Cumhuriyet savcısı ve hâkim, bilirkişi raporu ile bağlı olmamakla beraber raporda belirtilen hususlar maddi gerçe- ğin ortaya çıkarılmasında ve hükmün verilmesinde önemli olacaktır. Cumhuriyet savcısı ve hâkim özellikle basit-bilinçli taksir ayrımı ko- nusundaki tespitinde ve nedensellik bağını incelerken bilirkişi rapo-
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1