Türkiye Barolar Birliği Dergisi 150.Sayı
271 TBB Dergisi 2020 (150) Hakan PEKCANITEZ / Oğuz ATALAY / Muhammet ÖZEKES Bu hükme göre, h â kim taraflara tahkikatın tümü hakkında açıkla- ma yapmasına izin verdiğinde, belirsiz alacak davası açan taraf, talep sonucunu artık belirlemek zorunda olduğunu bilecektir. Dolayısıyla ayrıca h â kimin davacıya talep sonucunu belirlemesi gerektiğini hatır- latmasına gerek yoktur. Bu, taraflarca getirilme ilkesine de aykırıdır. Bu husus h â kimin tarafa yemin teklif etme hakkının hatırlatmasıyla ilişkilendirilmemelidir. Çünkü ispat yükünü taşıyan taraf, mahkeme- ye sunduğu delillerle ispat yükünün yerine getirip getiremediğine ka- rar verebilecek durumda değildir. Bu konuda takdir yetkisine sahip h â kim, ispat yükünü yerine getiremeyen tarafa son çare olan yemin teklif etme hakkını hatırlatmalıdır. Belirsiz alacak davasında ise, da- vacı tahkikatın bitimine kadar talep sonucunu belirlemek zorunda ol- duğundan, tahkikatın bitimi kendisine bildirildiğinde, bununla talep sonucunu belirlemesi gerektiğini de öğrenmiş olacak ve talep sonucu- nun belirleyecektir. Bu şekilde hâkimin hatırlatıcı bir rol üstlenmesi, uygulamada so- runlara da yol açabilecektir. Zira, bu durum hâkimin yol göstermesi olarak anlaşılabilir ve davacı taraf, davanın lehine sonuçlanacağı dü- şüncesine kapılarak talep sonucunu arttırabilir ve ardından hâkimin aleyhine kararıyla karşılaşabilir. Böyle bir durumda kendisinin öde- mek durumunda kalacağı yargılama harç ve giderlerinden dolayı hâkimi sorumlu görebilecektir. Bu düzenleme ile hem davacının hem de davalının duruma göre mahkeme ile sorun yaşaması, itirazlarda bulunulması ihtimali doğacaktır. Burada aslında sorun uygulamada yargılama kesitlerine uyulma- masından, bu kesitlerin iç içe geçmesinden, mahkemelerin bir yargıla- ma aşamasından ötekine geçerken tarafları bilgilendirmemesinden, bu sebeple de davacının talebini artırmak istemesi durumunda tahkikatın tamamlanıp tamamlanmadığından emin olamamasından kaynaklan- maktadır. 23 Bu kesitler doğru ve gereği gibi uygulanırsa, zaten taraf tahkikatın tamamlanmak üzere olduğunu bilerek talebini artırmak isterse artırabilecek veya lehine görmüyorsa sessiz kalacaktır. Ancak, her iki halde de sorumluluk kendisinin olacaktır. Yapılan değişiklikle 23 7251 sayılı Kanun’la yapılan değişiklik sonrası, bu konudaki sorun artacak, yar- gılama kesitleri daha da belirsiz hale gelecektir. Örneğin, ön inceleme ile ilgili değişiklik, bilhassa daha tahkikatın başında sözlü yargılamaya davet hükümleri bu yöndeki sakıncalı gelişmelerdir.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1