Türkiye Barolar Birliği Dergisi 150.Sayı
275 TBB Dergisi 2020 (150) Hakan PEKCANITEZ / Oğuz ATALAY / Muhammet ÖZEKES ması olan sözlü yargılamaya ön incelemeden sonra davetin anlamı da yoktur. Bu değişiklik yine sıklıkla yapılan mahkeme merkezli, mahke- meleri dosyayı takip ve davetiye çıkarma sorumluluğundan kurtarma, yanlış uygulamaya meşruluk kazandırma değişikliğidir. Bu değişiklik sonucu, bundan sonra tarafların bir yargılama kesitinden diğerine ne zaman geçildiğini takip de oldukça zorlaşacaktır. Hâkim tahkikatın bir anında daha önce zaten davet ettiğini belirterek sözlü yargılamaya ge- çebilir. Sözlü yargılamanın, sözlülük, doğrudanlık, hukukî dinlenilme hakkı, silahların eşitliği gibi ilkelerle yakın ilgisi olması sebebiyle, ya- pılan değişikliğin anayasal bakış açısıyla ve adil yargılanma hakkıyla da sorunlu olduğu söylenebilir. Ses ve görüntü nakli yoluyla duruşma yapılması hakkında de- ğişiklik (m . 149) : Daha önce ancak tarafların rızasıyla ses ve görüntü nakli yoluyla duruşma ve duruşmada gerçekleştirilecek (taraf, tanık, bilirkişi, uzman dinlenmesi gibi) işlemlerin yapılması mümkünken, yapılan değişiklikle, taraflardan birinin talebiyle ya da mahkemece re’sen ses ve görüntü nakli yoluyla duruşma yapılmasına karar veri- lebilecektir. Teknolojik gelişmelerin ve kolaylıkların yargılamada kul- lanması elbette önemlidir ve takip edilmelidir. Zira bu sayede taraflar ve vekilleri önemli zaman ve masraf tasarrufu sağlayacaktır. Bu da yar- gılamanın daha ucuz ve hızlı olmasını sağlayacaktır. Bunun yanında istinabe gibi doğrudanlık ilkesine aykırı, köhne bir sistemin yerine tam olmasa da taraf, tanık, bilirkişi ve hâkimi karşı karşıya getiren sistem elbette tercihe şayandır. Ancak unutulmamalıdır ki, yargılamanın bir- çok, hatta neredeyse tüm ilkelerinin tezahür yeri duruşmalardır. Keza adlî gelenekler de yine çoğunlukla duruşmalarda kendini gösterir. Yargılamanın ciddiyeti, hukuk mesleklerinin icrası, taraf ve üçüncü ki- şilerin yargıya duydukları güven ve yine birçok husus duruşmalarda ortaya çıkar. Bu nedenle birdenbire tarafların muvafakati olmaksızın ses ve görüntü aktarımı yolu ile duruşma yapılmasının haklı bir gerek- çesi bulunmamaktadır. Uygulamada hukuk davalarında henüz ses ve görüntü aktarımı yolu ile duruşma yapılmamışken, birdenbire taraf- ları muvafakatini aramaksızın bunun yapılabilmesine ilişkin düzen- leme, bu konunun yeterince tartışılmamasından kaynaklanmaktadır. Hukukumuzda henüz ses ve görüntü yolu ile duruşma yapılmasının olumlu ve olumsuz yönleri yaşanmamış, etraflıca incelenmemiş ve tar-
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1