Türkiye Barolar Birliği Dergisi 150.Sayı

285 TBB Dergisi 2020 (150)  Hakan PEKCANITEZ / Oğuz ATALAY / Muhammet ÖZEKES mektedir. Ancak istinaf, denetim fonksiyonu yanında, aslında dar da olsa ikinci derecede yapılan bir yargılamadır. Bu sebeple istinafın gerekçesi de ilk derecedeki gibi tam olarak tartışıldıktan sonra veril- melidir. AİHM kararlarına da yansıdığı üzere, kanun yolunda talebin reddinde, talebin kabulü halinde olduğu gibi çok ayrıntılı gerekçe ya- zılması gerekli olmayabilir. Fakat bu her somut olaya göre değişece- ği gibi, ayrıca gerekçenin aslî unsurlarından mahrum görünürde bir gerekçe de gerekçe olmayacaktır. Bu konuda düzenleme yapılmamış olsa, zaten esastan ret halinde, kabuldeki gibi bir gerekçe beklenmeye- cek; ancak en azından istinaf talebi kabul edilmeyen tarafa makul bir gerekçe sunulmak zorunda kalınacaktır. Oysa şimdi, sayfalarca yazı- lan istinaf dilekçelerine karşı, belki matbu şekilde bir gerekçe ile red kararı verilmesine kanunî zemin hazırlanmaktadır. Bu eleştiriye karşı, eklenen fıkrayla gerekçede istinaf sebeplerinin özetleneceği, ret sebep- lerinin açıklanacağı, kararın hukuka uygunluk gerekçesinin gösterile- ceğinin yazılı olduğu, bunun ise sakınca doğurmayacağı söylenebilir. Ancak burada can alıcı nokta ve sihirli kelime, fıkranın sonundaki “yetinilebilir” sözüdür. Özellikle gereği yokken böyle bir düzenleme yapılması karşısında uygulamamızın nelerle “yetinebildiği” herkesin malumudur. Düzenleme gerekli olmasa da mutlaka düzenlenecekse, en azından yetinilebilir yerine “göstermekle zorunludur” veya benzeri ifade kullanılması daha doğru olurdu. 7251 sayılı Kanun’la HMK’da istinafla ilgili değişiklikler arasın- da yapılan değişiklikler içinde en sorunlu, sistemi en çok tehdit edeni 353. maddenin birinci fıkrasının 6. bendinde yapılanıdır. Bu maddede istinaf aşamasında duruşma yapılmadan karar verilebilecek haller dü- zenlemektedir. İstinafta da ilk derecedeki gibi kural, duruşma yapmak olmakla birlikte, istinafın özelliği ve işin niteliği gereği duruşmasız in- celeme yapılacak haller ilk dereceden daha geniş tutulmuştur. Ancak, duruşmasız inceleme yapılacak hallere bakıldığında, çoğunluğu şeklî şeyler olup ya dosya üzerinden hemen karar verilebilecek usûlî hu- suslar (m. 353/1-a) veya dosya üzerinden değerlendirme yapılabilecek ya da dosya üzerinden eksiklik giderilerek karar verilebilecek esasa ilişkin hususlardır (m. 353/1-b). Bu hükümlerden ilk grupta yer alan ve uygulamada istinaf mahkemeleri ile ilk derece ve Yargıtay arasında tartışma konusu olan hüküm m. 353/1-a-6 hükmüdür. Bu çerçevede 353. maddenin 1. fıkrasının (a) bendinin (6) numaralı alt bendi

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1