Türkiye Barolar Birliği Dergisi 150.Sayı

291 TBB Dergisi 2020 (150)  Hakan PEKCANITEZ / Oğuz ATALAY / Muhammet ÖZEKES mü olan 398. maddedeki değişikliktir. Hükmün Anayasa Mahkemesi tarafından iptalinden sonra, kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesinin de bir gereği olarak düzenleme yapılması ihtiyacı doğmuştur. Hüküm bu ihtiyacı karşılamaktadır. 3. Önemli Düzenleme İçermeyen, Lafzî ve Şeklî Değişikliklerin Değerlendirilmesi Yukarıda zikredilen ve önemli gördüğümüz değişiklikler dışında, diğer değişikliklerin ise ne sağladığı katkı ne yargılamaya getireceği bir yarar vardır. Yukarıda zikredilenlere önemli dememizin sebebi, bunların mevcuda göre farklılık taşımasından dolayı uygulamanın dikkatini çekmek içindir; esasen onların da çok büyük bir kısmı sorun çözmek yerine yeni sorunlar doğurmaya namzettir ve önemli ölçüde HMK yapısı ile uyumlu değildir. Zaten kategorik olarak ele aldığımız ve önemli diye ifade ettiğimiz değişikliklerin bir kısmı da, aslında ifa- de değişikliğinden öteye geçmemektedir; ancak müesseseleri birlikte ele aldığımız için birlikte değerlendirilmiştir. Bu konuda örnek olarak üç maddede yapılan değişikliği ele al- mak istiyoruz. Bunlardan ilki 20. maddenin birinci fıkrasında yapılan değişikliktir. Maddeye kanunda öngörülen süre içinde dosyanın gö- revli mahkemeye gönderilmesi için gerekli başvurunun yapılmaması durumunda, davanın kanun gereği açılmamış sayılacağı ve mahke- menin bu konuda resen karar vereceği yönünde açıklayıcı bir cümle ilave edilmiştir. Görevsizlik kararı üzerine süresi içinde kararı veren mahkemeye başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği hukuk fakültesi üçüncü sınıf öğrencilerinin dahi bileceği basit bir bilgidir. Uygulamada bazı hâkimlerin bunu bil- miyor oluşu ve davanın konusuz kaldığından bahisle bir karar veril- mesine mahal bulunmadığından söz etmeleri, bu kadar basit ve açık bir hususun kanuna yazılmasını gerektirmemelidir. Eğer uygulamada böyle bir sorun varsa, bilgi eksikliği giderilmeli ve önlem alınmalıdır. Her hâkimin hatasını düzeltmeye yönelik açıklamalar kanuna konul- mamalıdır, konulamaz; bu sonu gelmez boşuna bir çabadır. Yargıtay içtihatlarıyla açıklığa kavuşmuş ve yeknesak bir uygulamaya geçilme- sinden sonra bu eğitici eklemenin gereksiz bir çabanın sonucunu oldu- ğu kanısındayız.