Türkiye Barolar Birliği Dergisi 150.Sayı

23 TBB Dergisi 2020 (150) Burcu ZOĞLAR DURMAZ Tutuklama, koruma tedbirleri arasında kişi özgürlüğü ve güven- liği hakkına yönelmiş en ağır koruma tedbiridir; zira suçsuzluk kari- nesinden yararlanmakta olan kişinin özgürlüğüne yönelik doğrudan bir kısıtlama söz konusudur. 81 Bu nedenledir ki tutuklamanın ancak ve ancak hâkim kararı ile uygulanabiliyor olması önemli bir güvence olmakla birlikte, hâkim kararlarının da hukuka aykırı olma ihtima- li bulunmaktadır. 82 Hukuka uygun olması için CMK m. 101/1’de de düzenlendiği üzere, tutuklamanın şartlarının kanunla düzenlenmesi, bunlara riayet edilmesi ve (CMK m. 100/1) tedbirin ölçülü olması ge- rekmektedir. CMK m. 100’e göre kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren so- mut delillerin ve tutuklama nedeninin varlığı hâlinde soruşturma ya da kovuşturma evresinde tutuklama tedbirine başvurulabilir. Hüküm- den anlaşılacağı üzere tutuklama hâlinde şüpheli ya da sanık üzerin- deki şüphe, somut deliller vasıtasıyla “kuvvetli suç şüphesi” derecesi- ne ulaşmış olsa dahi, kişi özgürlüğü üzerindeki ağır etkisinden dolayı tutuklama tedbirinin uygulanması zorunlu değildir. 83 CMK m. 102 tutuklamada geçecek süreye ilişkin azami sınırı ön- görmektedir. Azami sürenin aşılmadığı durumlarda dahi somut olay bakımından tutukluluk makul süreyi aşmışsa, 84 anayasal hakkın ihlal edildiği sonucuna ulaşılmaktadır. 85 Zira tutuklama bir yaptırım değil, koruma tedbiridir; dolayısıyla koruma tedbirlerine özgü geçicilik nite- liğini haizdir. 86 Bu nedenle de davanın karmaşıklığı ya da kişi hakkın- 81 Centel, Zafer, s. 364; Öztekin Tosun, Türk Suç Muhakemesi Hukuku Dersleri C. I, 4. baskı İstanbul Üniversitesi Yayınları, 1984, s. 844. 82 Tosun, s. 864. 83 Nur Centel, Ceza Muhakemesi Hukukunda Tutuklama ve Yakalama, Beta Yayı- nevi, İstanbul, 1992 s. 37. 84 Mustafa Ali Balbay Başvurusu, 04.12.2013, Başvuru No 2012/1271, p. 103., <http://kararlaryeni.anayasa.gov.tr/BireyselKarar/Content/fa075be0-4161- 4abf-b90a-bc772518dd12?wordsOnly=False>, Erişim 23.10.2019. 85 “…Anayasa’nın 19. maddesinin yedinci fıkrası tutuklulukta makul süreyi güven- ce altına almıştır. Dolayısıyla kanunla tutukluluk süresi için getirilen üst sınırlar makul sürenin aşılmadığı istisnai durumlar için geçerli olabilir ve hiçbir şekilde ki- şinin bu süre doluncaya kadar tutulabileceği anlamına gelmez. Aksine, üst sınırın aşılmadığı durumlarda dahi, somut olaylarda tutukluluk makul süreyi aşmışsa, anayasal hakkın ihlal edildiği sonucuna varılacaktır…”, Murat Narman Başvuru- su, 02.07.2013, BaşvuruNo 2012/1137, <http://kararlaryeni.anayasa.gov.tr/Birey- selKarar/Content/ba6980c4-170b-4f98-828c-00bac0236770?wordsOnly=False>, Erişim 20.10.2019. 86 Cumhur Şahin, Ceza Muhakemesi Hukuku I, Gözden Geçirilmiş ve Güncellenmiş

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1