Türkiye Barolar Birliği Dergisi 150.Sayı
29 TBB Dergisi 2020 (150) Burcu ZOĞLAR DURMAZ dilekçe vererek veya zabıt kâtibine beyanda bulunmak suretiyle, tuta- nağa itiraz geçirilerek itirazda bulunmaktadırlar. Tutukluluk hâlinin devamına karar verilmesi durumunda ise CMK m. 268/2’e göre, kara- rına itiraz edilen hâkim veya mahkeme, itirazı yerinde görürse itirazı bir başka merciine göndermeksizin 108 kararını düzeltir, yerinde gör- mezse sanığın talebi aranmaksızın en çok üç gün içinde itirazı incele- meye yetkili olan mercie gönderilmektedir. 109 CMK m. 271/4’e göre, merciin, itiraz üzerine verdiği kararları kesindir; ancak ilk defa merci tarafından verilen tutuklama kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir. Hükümden yola çıkıldığında iki aşamalı itirazın söz konusu olduğu söylenebilir. CMK m. 271/4’deki, “Merciin, itiraz üzerine verdiği kararları kesin- dir; ancak ilk defa merci tarafından verilen tutuklama kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir” hükmünden yola çıkıldığında, itiraz merciinin ver- diği kararın kesin olduğu ve fakat Cumhuriyet savcısının tutuklama talebinin reddi kararı üzerine yaptığı itiraz neticesinde itiraz mercii tarafından ilk defa verilen tutuklama kararına şüpheli veya sanığın iti- raz hakkının olduğu anlaşılmaktadır. 110 Yine CMK m. 271/2 uyarınca, itiraz merciin, kararı veren maka- ma, dosyayı göndermesi mümkün olmamalıdır. Bir diğer ifade ile iti- razı kabul eden merciin, CMK m. 270 uyarınca yapmış olduğu araştır- ma sonucunu nazara alarak itiraz konusunda karar vermesi, örneğin tutukluluğa itirazı kabul ettikten yani hukuka aykırılığı tespit ettikten sonra aynı zamanda şüpheli veya sanığın tahliyesine de karar vermesi gerekmektedir. 111 Bununla birlikte itiraz hakkında karar verecek olan mercii bakımından CMK m. 271/1, tutuklamaya ilişkin karara yapı- lan itiraz hakkında duruşma yapmaksızın, dosya üzerinden inceleme 108 Ünver/Hakeri, s. 516. 109 “…Tutuklama kararını veren hâkim, dayandığı tutuklama nedenini itiraz maka- mının değerlendirilmesine imkân tanıyacak ölçüde ayrıntılı bir şekilde kaleme almak zorundadır. Kaçma veya delil karartma şüphesinin dayanağı olan somut olguların kararda yer alması gerekir. Örneğin, isnat edilen suçun türü, somut olayda hükmedilmesi beklenen ceza miktarı, şüphelinin kişilik yapısı ve sürdür- düğü yaşam tarzı, ikametgâhının sabit olup olmadığı, mesleki ve kişisel ilişkileri, yurt dışı ile olan ilişkileri ile şüphelinin suç öncesi ve suçtan sonra o ana kadar ser- gilediği davranış, kaçma şüphesi veya delil karatma şüphesi gerekçelendirilirken tartışılmış olmalıdır…” bkz. Yenisey, s. 226. 110 Şahin, s. 246. 111 Centel/Zafer, s. 813.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1