Türkiye Barolar Birliği Dergisi 151.Sayı
109 TBB Dergisi 2020 (151) Bilal OSMANOĞLU sif konumda olmadığı, aksine yeterli kanaate ulaşıncaya kadar maddi gerçeği araştırmaya devam etmek zorunda olduğunu ve bu bağlamda gerekli tüm araştırmaları kendiliğinden yapmakla yükümlü olduğunu ileri sürmektedir 11 . Yargıtay da ceza mahkemesinin, kovuşturma evre- sinde delil toplamasının önünde yasal bir engel olmadığı 12 ve sonradan ortaya çıkan bir delili toplayabileceği kanaatindedir 13 . Gerçekten 5271 sayılı CMK’da mahkemenin delil toplamasını engelleyen açık bir dü- zenleme bulunmamaktadır. Bilakis Kanun’da, delil toplanmasına hiz- met eden postada elkoyma, şirket yönetimi için kayyım tayini ve ile- tişim denetlenmesi gibi koruma tedbirlerine kovuşturma aşamasında da (herhangi bir talep gerekmeksizin) başvurulabileceği belirtilmekte- dir 14 . Dolayısıyla mahkemenin, kendiliğinden bu yöntemlere başvu- sonradan ortaya çıkan deliller bakımından kovuşturma evresinde de delil topla- nabileceği yönündeki benzer görüş için bkz. Cumhur Şahin, Neslihan Göktürk, Ceza Muhakemesi Hukuku -II-, 9. Baskı, Seçkin Yay., 2019, s. 106-107. Duruşma hazırlığı evresinin, mahkemenin delil toplayabilmesi için oluşturulduğu ancak bu faaliyetin duruşma aşamasında da yapılmasının imkansız olmadığı yönünde- ki benzer görüş için bkz. Kunter/Yenisey/Nuhoğlu, s. 1276. Ceza mahkemenin, Cumhuriyet savcısı kisvesine bürünerek tüm delilleri toplamaya çalışmasının ta- rafsızlığını tehlikeye düşüreceği ancak sonradan ortaya çıkan delilleri toplayabil- mesinin mümkün olduğu yönündeki benzer görüş için bkz. Fatih Birtek, “Cum- huriyet Savcısı’nın Delilleri ve Fiili Takdir Yetkisi”, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi (MÜHF-HAD) , Nur Centel’e Armağan, C.19, Sa. 2, 2013, s. 963 (953-990). Ceza hakiminin, tarafların ileri sürdüğü delillerle bağlı tutulmaması gerektiği görüşü için bkz. Metin Köse, Ceza Kovuşturmasında Delillerin Ortaya Konulması ve Değerlendirilmesi, Seçkin Yay., Ankara, 2017, s. 34. Kanun koyucunun, maddi gerçeğin araştırılması ilkesinin bir sonucu olarak mahkemenin karar bakımından önemli olabilecek tüm delilleri tartışması gerekli- liğini, hakimin tarafsızlığına zarar verebilme tehlikesinden daha önemli gördüğü yönündeki Alman öğretisinden görüşler için bkz. Tuba Kelep Pekmez, Ceza Mu- hakemesinde Fiil, On İki Levha Yay., İstanbul, 2019, s. 126-127, dn. 130. 11 AYM, E. 2015/9, K. 2015/94 ve T. 22.10.2015 (https://normkararlarbilgibankasi. anayasa.gov.tr/). 12 18. CD, E. 2015/23541, K. 2015/1980 ve T. 28.05.2015 (www.kazanci.com) . 13 “CMK’nın 170 ve 172. maddelerinde kamu davasının açılması için öngörülen şüp- henin düzeyi, ceza mahkemesi veya hakiminin re’sen araştırma yükümlülüğü, CMK’nın 177. maddesinde sanığa tanınan delillerin toplanmasını isteme hakkı, katılan bakımından mevcut olan delil ileri sürme imkanı, CMK’nın 225/2. mad- desi uyarınca, mahkemenin fiilin nitelendirilmesinde iddialarla bağlı olmaması, Cumhuriyet savcısının kovuşturma aşamasında da süren iddia faaliyeti de na- zara alındığında, kamu davasının açılmasından sonra da yeni delillerin ortaya çıkabileceği ve bu delillerin toplanıp ileri sürülebileceği görülmektedir”. 9. CD, E. 2013/15382, K. 2014/2802 ve T. 17.03.2014 (www.kazanci.com ). 14 CMK m. 181/2’de düzenlenen mahkemenin duruşma hazırlığı evresinde, keşif ve muayene yapılmasına hükmedebilmesi hükmü de haklı olarak bu doğrultuda değerlendirilmektedir. Bkz. Taner, s. 363.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1