Türkiye Barolar Birliği Dergisi 151.Sayı

114 Türk Ceza Muhakemesi Hukukunda Cumhuriyet Savcısı ve Mahkemelerin Bilgi ve Belge ... Tasarı henüz kanunlaşmadığı için bu belirsizlik, bugün için varlığını korumaktadır. 27 Kanaatimizce, yürürlükteki düzenlemeler itibarıyla, bir belgenin devlet sırrı niteliğini haiz olup olmadığını tayin etme hu- susunda genel olarak yetkili bir merci bulunduğundan söz edileme- mektedir. Zira bu konuda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 28 , 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu 29 ve 5271 sayılı CMK farklı düzenlemeler içermektedir. Bu sebeple konumuz bağlamında, yalnız- ca ceza muhakemesini ilgilendirdiği hallerde bir belgenin devlet sırrı niteliğini belirleme yetkisinin hangi mercide olduğunu açıklamakla yetineceğim. CMK m. 47 ve 125 ile devlet sırrı niteliğinde bilgi içeren tanıklık konularında ve belgelerde; tanığı dinlemede ve belgeyi ince- lemede yetkinin münhasıran mahkeme hâkimi veya heyetine verildiği görülmektedir. Öyle ki inceleme sırasında Cumhuriyet savcısı, zabit kâtibi, avukat veya taraflar dahi hazır olamayacaktır. 30 Öte yandan 1412 sayılı CMUK’ta idareye bu konuda takdir yetkisi veren düzenle- me 5271 sayılı CMK’ya alınmamıştır. İstisnai olarak CMK m. 47/4’te devlet idaresi içinde yer alan kişi ve merciler içinde yalnızca Cumhur- 27 Devlet Sırrı Kanun Tasarısı m. 6’ya göre, bir belge ve belgeye devlet sırrı niteliğini verme yetkisi Başbakan’ın başkanlığında; Adalet, Milli Savunma, İçişleri ve Dışiş- leri bakanlarından oluşan “Devlet Sırrı Kurulu”na aittir. Devlet Sırrı Kanun Ta- sarısı m. 8’e ise hem devlet sırrı niteliğinde bilgi ve belgeler hem de diğer gizlilik derecesine sahip bilgi ve belgelerin mahkemelerce istenmesi halinde yapılacakları düzenlemektedir: “Mahkemelerce talep edilen devlet sırrı niteliği taşıyan bilgi ve belgeler, Kurulca gerekçesi belirtilmek suretiyle verilmeyebilir. Ancak, verilme- yen bilgi ve belgeler davada ilgili aleyhine sonuç doğurmaz. Devlet sırrı niteliği taşımamakla birlikte diğer gizli bilgi ve belgelerin mahkemelerce talep edilmeleri hâlinde gönderilmeleri esastır. Bu bilgi ve belgeler, ilgili kamu kurum ve kuru- luşlarınca gerekçesi açıklanmak suretiyle mahkemelere gönderilmeyebilir. Ancak, gönderilmeme gerekçesi mahkemelerce yeterli bulunmadığı takdirde bu bilgi ve belgelerin gönderilmesi zorunludur. Cumhuriyet başsavcılıklarınca talep edilen bilgi ve belgeler hakkında da bu fıkra hükmü uygulanır”. 28 6100 sayılı HMK m. 242/1: “Kamu görevlileri, görevlerinden ayrılmış olsalar bile, görevleri gereğince sır olarak saklamak zorunda oldukları hususlar hakkında, sır- rın ait olduğu resmî makamın yazılı izni olmadıkça tanık olarak dinlenemezler. Bu izin, milletvekilleri hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Cumhur- başkanı yardımcıları ve bakanlar hakkında Cumhurbaşkanı ve diğerleri hakkında bağlı oldukları bakan veya kuruluşun amiri tarafından verilir”. 29 2577 sayılı İYUK m. 20/3: “Ancak, istenen bilgi ve belgeler Devletin güvenliğine veya yüksek menfaatlerine veya Devletin güvenliği ve yüksek menfaatleriyle bir- likte yabancı devletlere de ilişkin ise, Cumhurbaşkanı ya da ilgili Cumhurbaşkanı yardımcısı veya bakan, gerekçesini bildirmek suretiyle, söz konusu bilgi ve belge- leri vermeyebilir. Verilmeyen bilgi ve belgelere dayanılarak ileri sürülen savun- maya göre karar verilemez”. 30 Yenisey/Nuhoğlu, s. 403.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1